20 Eylül 2013 Cuma

Türkler Nasıl Müslüman Oldu?


NASIL MÜSLÜMAN OLDUK ?

Türklerin Müslümanlığı Kabulü Hakkında Ne Biliyoruz?

Bu konuda pek fazla birşey bildiğimiz söylenemez. Çünkü Türklerin müslüman oluşuyla ilgili olarak 
ne okullarda, ne tarih kitaplarında ayrıntılı bilgi verilir. Verilen bilgilerden ise sanki İslam'ı duyan-dinleyen Türklerin akın akın müslüman oldukları ima edilir. Bu gerçek değildir. Gerçeğin bilinmesi istenmez.

Bakın Diyanet bu konuda ne diyor:

Türklerin İslâm dinine girmesi, Türk milletinin tarihinde bir dönüm noktası olmuş, müslümanlık için hayırlı sonuçlar doğurmuştur.

Türkler, İslâm dinini hiç bir zorlama olmadan kendi istekleri ile kabul etmiştir. Bunun başlıca sebepleri şunlardır:

1) İslâm dini ve İslâm medeniyetinin üstünlüğü.

2) İslâma girmeden önce Türklerin eski dini inançlarının İslâm inancına yakın olması ve İslâmın getirdiği üstün prensiplerin Türk milletinin ruhuna ve manevi yapısına uygun düşmesi.

" Hiç bir zorlama olmadan " ifadesi büyük bir yalandır. Bunu aşağıdaki dökümanı sabırla sonuna kadar okuyabildiğinizde göreceksiniz.

Türkçü Turancı çizgide siyaset yapanların ise bu konuda gerçeği gizlemeleri çok ilginçtir. Hem Türkçü geçinip hem de Türklerin tarihinde uğradıkları en büyük vahşet ve katliamdan bahsetmemelerine anlam vermek mümkün değildir.

Aşağıdaki bilgilerin tamamı İslami kaynaklardan, Taberi ve Zekeriya Kitapçı gibi İslami tarihçi ve yazarlardan alınarak düzenlenmiştir.

Türklerin kılıç zoruyla Müslümanlaştırılmaları ile ilgili 670’li tarihlere dayanan bilgiler maalesef okullarda bizlere hiçbir zaman verilmemiş, verilen bilgiler ise, Türklerin Müslümanlığa geçişleri kendi istekleri ile olmuş gibi gösterilerek, 740’lara kadar ki tarih atlanarak verilmiştir.

İslam''ın Türklere zorla kabul ettirilmeleri ile ilgili 670’lerden başlayarak 740’lara kadar uzanan tarihin bize okullarda anlatılmamasının nedenlerini, bu kısa tarihi öğrenince biraz daha anlamak mümkün olabilecektir. Şimdi, bu atlanan 70 senelik tarihe bir göz atalım..

Arapların Türklere İlk Saldırıları

Seyhun ve Ceyhun nehirleri arasında bulunan bölge tarihi ipek yolu üzerindedir.. Türk beylikleri, bu bölgedeki, Buhara, Semerkant, Talkan, Baykent gibi şehirlerde yerleşmiş yaşıyorlar, deri imal ediyor ve pamukdan kağıt üreterek bunları satıyor ve iyi de para kazanıyorlardı.. Bu üretimlerinin yanı sıra altın madenleri çalıştırıyorlardı..Özellikle adı zengin şehir manasına gelen, Semerkant’ın zenginliğinin o devirde dillere destan olduğu söylenir. Bu zenginlik öteden beri talancı Arapların iştahını kabartıyorduysa da, Türklerden çekiniyorlar ve araya sınır olarak koydukları Ceyhun nehrini geçmeye pek cesaret edemiyorlardı.. Çünkü daha önce Halife Osman zamanında, Muhammed bin Cerir komutasındaki Araplar İslam’ı yayma bahanesiyle oraları talan etmek için 2700 kişilik bir ordu ile Fergane’ye kadar girdiyse de Türkler tarafından yok edilmişlerdi.. Ancak daha sonraları Muaviye tarafından, Ceyhun nehrinin altında kalan Horasan’ın tamamıyla işgal edilmesi ile o bölgede ilk Araplaştırma ve İslamlaştırma girişimleri başlamış oldu..

Buhara''nın Talan Edilmesi

Horasan’ın kendileri tarafından tamamen işgal edilmesinden cesaret alan Araplar, Muaviye’nin ilk Horasan valisi olan, Ubeydullah bin Ziyad 673 yılında bu sefer ilkinden çok daha kalabalık 24.000 kişilik bir ordu ile Ceyhun nehrini geçerek Kibac Hatun yönetimindeki Buhara’yı kuşatır. Kibac Hatun diğer Türk beyliklerinden yardım isterse de bu yardım kendisine gelmez ve Araplar verdikleri kayıplardan dolayı Buhara’yı işgal edemezlerse de tam anlamıyla talan ederler.. Daha sonra, Muaviye’nin ikinci Horasan Valisi, Halife Osman’ın oğlu Said’de Buhara’ya saldırmaya hazırlanır. Kendisine diğer Türk Beyliklerinden yardım gelmeyeceğini anlayan Kibac Hatun, Said’le anlaşma yapmak zorunda kalır. Bu anlaşmaya göre, Kibac Hatun, Said’e diğer Türk Beyliklerine yapacağı saldırılarda önüne çıkmayacağına dair güvence ve bu güvencenin teminatı olarak da Buhara’daki Türk asilzadelerinden rehinler verir. ( Bu sayı kimi tarihçilere göre 50 kimine göre de 80’ dir. ) Bu anlaşmanın verdiği rahatlıkla Said, zenginliğini öteden beri duyduğu Semerkant’a saldırır.. Semerkant’ı baştan aşağı talan eder ve topladığı binlerce Türk gencini, köle pazarlarında satmak için Horasan’a getirir.. Said daha sonra Kibac Hatun’dan aldığı 80 kadar rehine tarafından bir punduna getirilmiş ve hançerlenerek öldürülmüştü....( Said’i öldürdükten sonra dağa kaçmayı başaran rehinlerin orada açlıktan öldüğü söylenir ) Said’den sonra, Horasan Valisi Salim bin Ziyad olur. Horasan’da Muaviye’nin oğlu Yezid’e bağlıdır.. Ziyad’da ayni şekilde 680 yılında Türkleri İslamlaştırmak ve şehirlerini talan etmek için saldırır fakat püskürtülerek geri çekilirler.. Bu sefer, kendi orduları Türkler tarafından talan edilerek silahları alınır.. Daha sonra Araplar daha güçlü bir orduyla tekrar saldırır ve Türkleri gene talan ederler. Bu talandan her Arap 2400 dirhem alır.. ( Bir kölenin satış fiyatı 300 ile 500 dirhem arasında olduğu düşünülürse, bu durumda aldıkları ganimet adam başına 7 veya 8 köleye eş değerdedir..)

Haccac ve Rutbil

İslam’da ilk asimilasyon 685 yılında Abdülmelik ile başlar.. Abdülmelik, etrafını İslamlaştırmaya adı İslam tarihine kan dökücü zalim olan Haccac’ı kendisine yardımcı seçerek başlar. Abdülmelik önce civar halkların dillerini Arapçalaştırdı.. Haraç karşılığı önceden bazı hakları kabul edilmiş olan gayri müslimlerin bütün haklarını geri aldı.. Bu arada Haccac’ı Irak genel valiliğine atadı.. Haccac’ın Irak’a genel vali atanmasından sonra Türklerin kaderinde ilk köklü değişikler başlamış oldu.. Haccac ilk olarak Ubeydullah ibni Ebi Bekri’yi Sicistan’a, Muhalleb ibni Ebi Sufra’yi da Horasan’a vali yapar.. O tarihte, Sicistan’ın Türk Hükümdarı Rutbil’dir ve Araplara vergi vermektedir.. Haccac, bununla yetinmez ve Ubeydullah’ı Rutbil’in üzerine göndererek ondan tam olarak teslim olmasını ister.. Rutbil önce bu teklifi kabul etmek istemez.. Bunun üzerine Ubeydullah Rutbil’in üzerine yürür. Rutbil 18 fersah geriye çekilerek Ubeydullah ve ordusunu kuşatma altına alır. Ubeydullah, Rutbil’den kurtulmak için 700.000 dirhem teklif ederse de Rutbil kabul etmeyerek Arap ordusunu büyük bir bozguna uğratır. Buna çok kızan Haccac 40.000 kişilik büyük bir ordu toparlayarak, Abdurrahman ibn Esas komutasında Rutbil’in üzerine gönderir.. Rutbil’i yenemiyeceğini anlayan Esas, bu sefer onunla anlaşır. Bu olay karşısında çılgına dönen Haccac, Esas’ı yakalatmak üzere bir birlik gönderirse de, Esas’ın ordusu bu birliği yenilgiye uğratır ve geri kalanları da Basra’ya kadar sürer. Ancak burada yenilen Esas’ın ordusu dağılır ve Esas Rutbil’e sığınır.. Bunun üzerine Haccac, Esas’ı kendisine vermesi için Rutbil’i tehdit eder.. Vermediği taktirde çok büyük bir ordu ile üzerine yürüyeceğini ve bütün Türk şehirlerini harap edeceğini, verirse de kendisinden 7 sene hiç vergi almayacağını söyler.. Türk şehirlerinin tekrar bir savaşa girmesini istemeyen Rutbil, 7 sene haraçtan muaf tutulacağını da düşünerek Haccac’ın bu teklifini kabul eder ve Esas ve yakınlarını Haccac’a teslim eder.. Ancak, Rutbil Haccac’a güvenmekle hata yaptığını daha sonra anlayacaktır.. Haccac Rutbil’den Esas’ı teslim aldıktan sonra derhal yeni bir ordu düzenleyerek 699 yılında Muhelleb bin Ebi Sufyan komutasında Türk şehirlerinin üzerine gönderir.. Hocente, Kes, Sogd ve Nesef’i ele geçirirsede Türkler direnirler.. Horasan valiliğine Muhelleb’in oğlu Yezid gelir.. Yezid ibni Muhelleb’de Türk şehirlerini talan eder.Yezid’in savaşçıları, Harzem’den ele geçirdiği Türkleri boyunlarına damga vurarak köle pazarlarında satarlar.. Bu tarihlerde, Araplar Türklerin yurtlarını devamlı olarak istila edip şehirlerini talan ettilersede kalıcı bir üstünlük sağlayamamışlar, elde ettikleri yerleri sonunda tekrar Türlere geri vermek zorunda kalmışlardı..

Kuteybe ibni Müslim

705 yılında Abdülmelik öldüğünde yerine oğlu Velid geçer. Ve Türk tarihini önemli şekilde etkileyecek olay, Kuteybe ibni Müslim’in Horasan’a vali atanması olur. Bu zamana kadar kalıcı bir başarı elde edemeyen Araplar onun zamanında Türk yurtlarında kalıcı başarılar elde etmişlerdir.

Türklerin gerçek anlamda kılıç zoru ile Müslümanlaştırılmaya başlamaları Kuteybe zamanında olmuştur. Vali olduğu andan itibaren, Türk Beyliklerinin toptan işgal edilerek İslamlaştırılması için çok güçlü bir ordu kurmaya başlar. Merv’de askerleri toplayarak,

" Allah kendi dininin aziz olmasi için size bu toprakları helal kıldı " der. Kuteybe ilk olarak Baykent’i kuşatır. Diğer Beyliklerden Türk Savaşçılar Baykent’in savunmasına yardıma gelirler. İki ay süren bir savaş olur. Kuteybe tam bir zafer kazanamazsa da, Türkleri haraca bağlayan bir anlaşma yapmaya zorlar. Şehir yıkımdan kurtulur ama, şehre giren Araplar anlaşmaya rağmen şehrin bir kısmını yağmalarlar ve şehirden ayrılırlarken arkalarında bir de askeri garnizon bırakırlar. Başlarına gelecekleri anlayan Türkler ayaklanmaya başlarlar ve kendi aralarında silahlanarak karşı bir mücahit birliği kurarlar, Baykent’de karışıklıklar başlar. Bunun üzerine Kuteybe Baykent’e tekrar gelerek ne kadar silahlanan Türk varsa hepsini öldürtür. Kadınları ve çocukları esir alır ve şehri tekrar baştan aşağı yağmalar..

Taberi’nin anlatımlarına göre, Kuteybe’nin aldığı ganimetlerin haddi hesabı yoktur. Taberi, bütün Horasan’ı işgal ettiklerinde dahi bu kadar ganimet toplayamadıklarını söyler.

Şehrin yağmasından sonra, daha önce Horasan’da Merv’e getirilmiş olan Arap aileleri, Merv’den getirilerek Baykent’e yerleştirilir. Muhafız birlikleri oluşturulur. Valilik den vergi tahsildarlığına kadar bütün denetim organları Araplar’dan oluşturulur. Türklerin Budist ve Zerdüşt inançlarını simgeleyen bütün heykeller toplatılır, taş olanlar kırılır, altın olanlar eritilerek ganimet olarak Araplar tarafından alınır. Bunlar, Enfal suresinde yazdığı gibi, sanki Araplara Allah’ın verdiği ganimetlerdir. Daha sonra esir edilen kadın ve çocuklar kocalarına ve babalarına geri satılır. Müslümanlar, Baykentli Türklerin neleri var neleri yoksa almışlar, şehrin onarımı da gene Türklere kalmıştır. Bundan sonra sıra gelir Buhara’nın tamamen işgal edilip Müslümanlaştırılmasına..

Buhara'nın Tekrar Kuşatılması ve İlk Türk Katliamı

Kuteybe Merv’de büyük bir hazırlık yapar.. Bu arada Vardana ve Buhara beylikleri arasında çatışmalar vardır.. Müslümanlara karşı mücadele etmek için bu çatışmalar derhal durdurulur ve Vardan Hudat, Kuteybe’ye karşı Türklerin başına geçer.. Kuteybe önce, Numiskent ve Ramitan’a saldırır ve buraları kolayca istila eder.. Demirkapı önlerinde Vardan’la çarpışırlar.. Vardan savaşı kaybeder ve Buhara’ya doğru çekilir.. Ancak Kuteybe’de, savaştan yorgun düştüğü için Buhara’yı alamadan Merv’e geri döner.. Haccac bunu başarısızlık olarak kabul eder ve, Buhara’yı mutlaka almasi için Kuteybe’ye emir verir..Kuteybe büyük bir hazırlık yaparak bir sene sonra tekrar Buhara’yı kuşatır.. Türkler direnir ve Kuteybe başarılı olamaz, ordusu dağılmaya başlar.. Bunun üzerine Kuteybe her bir Türk başı için askerlerine 100 dirhem vaad eder.. Para hırsı ile gayrete gelen Araplar, şehri istila ederler..Bütün direnen Türkler kılıçtan geçirilerek tam bir katliam yapılır, Araplar Türk kadınlarına tecavüz ederler, beğendikleri kadınları ya cariye olarak kullanmak yada köle pazarında satmak üzere alıkoyarlar.. Erkeklerden de binlerce kişiyi köle olarak satmak üzere beraberlerinde götürürler.. Araplardan oluşan yeni bir idari kurumlaşma yapılır.. Diğer beyliklerden tepkiler gelmeye başlayınca da, Buhara Melikesi Hatun’un oğlu Tuğ Sad kukla hükümdar yapılır.. Tuğ Sad tarihe hain bir işbirlikçi olarak geçer.. Daha sonrada Müslüman olarak oğluna da, efendisi Kuteybe’nin ismini vererek bağlılığını kanıtlar.. Etkili bir kolonizasyon yapmak isteyen Kuteybe bunun için öncelikle yerli halkı İslamlaştırmaya başlar.. Buhara halkı önceleri Müslüman olmuş gibi görünseler de bu dini kabul etmek istemezler..Kuteybe Türklerin aslında Müslüman olmadıklarını, evlerinde İslami kuralları tatbik etmediklerini anlar ve yeni bir yöntem geliştirir..Bu yönteme göre Türkler evlerini Araplarla paylaşmak zorunda bırakılırlar ve bu şekilde bire bir kontrol altına alınırlar.. İslami kurallara uymayanlar ise ağır cezalara uğratılırlar..

( Bugün, bazı İslami yazarlar bu getirilen tedbirlerin İslam''ın Türkler tarafından kabul edilmesinde çok yarar sağladığını açıkca ifade ederler..Bu yaklaşım da üzerinde düşünülmesi gereken bir konudur.. )

Kuteybe’nin bu zorlamaları karşısında, halkdan bazı direnişçiler çıkar.. Gizlice silahlanırlar..Bu durum karşısında Araplar camiye dahi silahsız gidemez olurlar..Kuteybe baskıları arttırır, kendi aralarında örgütleşen Türkleri yakalattırıp öldürtür.. Bu arada yeni vergi yasaları getirir.. Yerli halk, halifeye senede 200000 dirhem, Horasan valisi Haccac’a da 10000 dirhem vergi ödemeye mecbur bırakılır.. Bunun dışında Arap askerlerinin atlarına yem temin etmeye, oraya getirilip yerleştirilen Arap ailelerine odun temin etmeye ve onlara tahsis edilen arazilerde çalışmaya mecbur bırakılırlar.. Kadınlar, kızlar Araplara cariye yapılırlar.. Buhara Türkleri bu yıllarda dünyadaki çok az milletin yaşadığı vahşeti ve ızdırabı yaşar.. Kuteybe’nin getirip Türk evlerine yerleştirdiği Arap’lar, Türklerin o zamana kadar yaptıkları bütün birikimlerinin üzerine konarlar, Türklerin tarlalarını alır ve Türkleri o tarlalarda çalıştırırlar.. İste Tek din İslam oluncaya kadar savaşın diyen ayet, Arapları Türklerin sırtından geçimlerini sağlayacak ortamı yaratmıştır..Allah dini dedikleri İslam, Ahzab Suresi / 50 de olduğu gibi, savaşta gasp edilen Türk kızlarını da ganimet olarak görür, ve Araplara cariye olmalarını helal kılar..Cuma namazı zorunlu hale getirilir.. Genede Türkerden rağbet görmez. Bunun üzerine Kuteybe, namaza gelenlere 2 dirhem vaad ederek önce fakirler üzerinde İslamın etkili olmasını temine çalışır.. Bu uygulama nispeten başarılı olur.. Fakir halktan para için camiye gidenler olur..

1. Büyük Katliam - TALKAN KATLİAMI

Buhara’da olanlar diğer Türk Beyliklerinde de etkilerini gösterir.. Aynı şeylerin kendi başlarına geleceğinden korkmaktadırlar.. Sogd meliki Neyzek Tarhan şehrinin yıkıma uğramaması için Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır.. Bu anlaşmaya göre Tarhan haraç verecek ve tarafsız kalacaktır.. Ancak bu tarafsız kalmalar ve Türklerin birleşememeleri Arapların işlerini kolaylaştırmış ve Türk beyliklerini istedikleri gibi istila edip talan etmişlerdir.. İlk olarak saldırıya uğrayan Kibac Hatun’a diğer beyliklerden yardım gelmeyince, o yardımı esirgeyenler aynı akibete uğramışlardır.. Bu olaylarda Türklerin belli bir şekilde organize olamamaları da onların Araplar tarafından istila edilmelerini kolaylaştırmıştır.. Neyzek Tarhan daha sonra Kuteybe ile yaptiğı anlaşmada hatalı olduğunu ve bu anlaşmanın kendisine hiçbir güvence getirmeyeceği gibi diğer Türk Beylerine de ihanet etmiş olacağını anlar.. Tohoristan’a dönerek bütün Türk Beyliklerine birer mektup yazar ve onları ortak bir direnişe girmeleri için uyarmaya çalışır.. İlk olumlu yanıt Talkan meliki Sehrek’den gelir..Tarhan’ın planlarını öğrenen Kuteybe, buna karşılık Belh şehrinde hazırlık yaparak, baharda büyük bir ordu ile Talkan şehrine doğru yürür.. O ana kadar bir direniş hazırlığı yapamayan Talkan şehri meliki Sehrek, Kuteybe’nin gelişinden önce şehri terkeder.. Şehre hiç savaşmadan giren Kuteybe’nin adamları şehirde eli kılıç tutabilen nekadar erkek varsa hepsini kılıçtan geçirirler.. Bu katliam o zamana kadar yapılanların en büyüğüdür.. Kuteybe bu katliamı diğer beyliklere ibret olması için yapar.. Kuteybe’nin askerleri öldürebildikleri kadar öldürürler, geri kalanları da, Talkan yolu üzerindeki ağaçlara asarlar.. Bu yolun 4 fersah ( 24 Km.) mesafelik bölümü Türklerin ağaçlara asılan cesetleri ile doludur.. Talkan katliamı tarihe, Arapların o güne kadar yaptıkları katliamların en büyüğü olarak geçmiştir.. Halk, Müslüman Araplarla savaşmadığı halde, Kuteybe ve askerleri sırf diğerlerine örnek olsun diye 40.000 kadar kişiyi kılıçtan geçirmiş, ağaçlara asmıştır.. bütün bunlar hep İslam adına yapılmıştır..

Kuteybe, Talkan katliamından sonra Suman’a girer.. erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alıkoyar.. Daha sonra Kes ve Nesef’de aynı şeyleri yapar.. Erkekler öldürülür, Türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde Araplara cariye olurlar.. Daha sonra Faryab’a yönelir ve Faryab’ın teslim olmasını ister.. Faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar.. Erkekleri dövüşerek ölürler.. Bütün şehir yakılır.. Araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında Muhtereka derler.. Kuteybe, Faryab’dan sonra, Tarhan’ın çekildiği kale Bazgis’i kuşatır.. 2 ay süreyle devamlı olarak buraya saldırır fakat bir sonuç elde edemez.. Bu arada kış yaklaşır..Kuteybe’nin kışın savaşacak gücü yoktur ancak, kale içindeki Türklerin de yiyecekleri bitmiştir.. Her iki tarafta savaşın kendileri için kaybedildiğini düşünür.. Kuteybe son olarak bir hileye baş vurur.. Tarhan’ın yanına Muhammed bin Selim adındaki adamını gönderir.. Muhammed ibni Selim Tarhan’ın teslim olması durumunda kendisine hiç bir şekilde zarar gelmeyeceği güvencesini verir.. Kalenin açlık içinde olmasından dolayı Tarhan’ın Kuteybe’nin teklifini kabul etmesinden başka yapılacak bir şeyi yoktur.. Komutanları ile görüşüp teklifi kabul ederler.. Silahlarını teslim ederek kaleden çıkarlar.. Tarhan kaleden çıkar çıkmaz yakalanır, etrafı hendek açılmış bir çadırda zincire vurulur..Kuteybe bu arada Tarhan’ı hemen öldürmez.. Haccac’a haber göndererek ne yapacağını sorar.. Haccac Tarhan için, “ O bir Müslüman düşmanıdır hiç aman vermeden öldür” der.. Kuteybe önce Tarhan’ın iki oğlunu, Tarhan’ın ve toplanan halkın gözü önünde öldürtür.. Arkasından 700 kadar Türk savaşçısının başlarını gene Tarhan’ın ve halkın gözü önünde kestirir.. Tarhan’ı da bizzat kendisi öldürür.. Bütün kesilen başlar Haccac’a gönderilir.

Tarhan’ın öldürülmesinden sonra, Kuteybe, Aral Gölü’nün altında bulunan Harzem bölgesine yürür.. Harzem’de Caygan ile Havarizat arasında taht kavgası vardır.. Kuteybe Caygan’la işbirliği yapar.. Önce Havarizat ile etrafındakileri öldürtür.. Arkasından Camhud melikini yenerek 4000 civarında esir alırlar.. Ancak, daha sonra bunlar Kuteybe’nin emri üzerine öldürülürler..

Bu olay, Ziya Kitapçı''nın, İslam Tarihi ve Türkler adlı kitabında aynen şöyle anlatılır ;

Bu harblerden birinde, et-Taberi''nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b. Müslim, Kuteybe''ye, 4000 esirle gelmişti. Kuteybe, Abdurrahman''ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce hemen tahtının çıkarılmasını ve bir meydana kurulmasını istedi. Tahtının üzerine mağruru bir eda ile oturan Kuteybe, bu Türk esirlerinden bin tanesini sağına, bin tanesini soluna, bin tanesini arkasına ve bin tanesinide önüne dizilmelerini söylemiş ve sonrada Arap askerlerine dönerek yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline geldiğinden hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu harblerde öldürülen Türklerin haddi hesabı yoktu. Nitekim bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi Kaah el-Aşkari şöyle haykırmıştır,

”Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız.

Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”

Harzem’de ayaklanan halk, Kuteybe ile işbirliği yaptığı için Caygan’ı öldürür..Bunun üzerine, Kuteybe bütün Harzem’i yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir.. Harzemli ünlü Türk bilgini, Biruni Harzem’deki uygarlığın yok edilişini şu şekilde anlatır.. “Kuteybe, her çareye baş vurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün bilginleri öldürttü, böylece herşey karanlıklara gömüldü.. İslam Harzemlilerin içinde girerken, onların tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmadı..Harzem’i yıktıktan sonra Kuteybe, Semerkant üzerine yürür..Semerkant meliki Gurek üzerine gelen Müslümanlara karşı diğer Türk Beyliklerinden yardım ister.. Taşkent ve Fergane’den yardım gönderir, fakat gelen birlikler yolda Kuteybe’nin askerleri tarafından pusuya düşürülerek yok edilirler..Semerkant, kuşatılır.. Araplar mancınık ateşi ile saldırırlar.. Daha fazla dayanamayacağını anlayan Gurek, Kuteybe ile anlaşmak zorunda kalır..Bu anlaşmaya göre,

1.Semerkant Araplara her sene 2.200.000 altın ödeyecektir..
2.Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir..
3.Şehirde Cami yapılacaktır..
4.Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır..
5.Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe’ye teslim edilecektir..

Daha sonra Kuteybe, altından yapılan putları erittirerek alır ve Merv’e geri döner.. Dönerken kardeşi Abdurrahman bin Muslim’i Semerkant’ın başına vali olarak bırakır..

Kuteybe’nin Merv’e dönüşünden sonra, Türkler kendi aralarında işgalci Müslümanlara karşı bir direniş birliği kurarlar.. Zaman zaman Ceyhun ırmağını geçerek Araplara pusu kurar ve ciddi zararlar verirler.. Haccac Kuteybe’ye Taşkent ve Fergana’yi işgal etmesi talimatını verir.. Kuteybe Taşkent’e gider fakat başarılı olamaz.. Bu arada Haccac ölür. Halife Velid, Kuteybe’ye Türklere karşı savaşları devam ettirmesini söyler.. Kuteybe bu sefer Kasgar’a doğru yola çıkar.. Tam Kasgar’ı kuşatacakken Halife Velid ölür, yerine Süleyman ibni Abdülmelik halife olur.. Bu yeni Halife ile arası hiç iyi olmayan Kuteybe Kasgar seferini yarıda bırakarak ona karşı ayaklanır, ancak kendi komutanları tarafından 11 yakını ile birlikte 716 senesinde kafası kesilerek öldürülür.. Çünkü Kuteybe’nin komutanları Halifeye karşı gelmek istememişlerdir..

2. Büyük Katliam - CURCAN KATLİAMI

Kuteybe ve Haccac’ın ölümü, Arapların Türkleri Müslümanlaştırmak ve Türk şehirlerini talan etmek politikalarında bir değişiklik yapmamıştır.. Öncelikle, Araplardaki Türklere karşı olan korku ortadan kalktığı için, Araplar, Kuteybe’den sonra da aynı şekilde Türk yurtlarına saldırılarını sürdürmeye devam etmişlerdir.. Kuteybe’nin öldüğü aynı yıl olan 716 da, Yezid ibni Muhelleb Horasan’a vali atanır.. İlk iş olarak Dağıstan’ı işgal eder.. Dağıstan meliki Saltekin, Yezit’e karşı uzun süre dayanır.. Sonunda Dağıstan düşer.. Şehir yağmalanır ve 14000 kişi öldürülür..Dağıstan’dan sonra Curcan’a yönelir.. Curcan 300.000 dirhem karşısında savaşmadan teslim olur.. Yezid, Curcan’a bir bölük asker yerleştirerek, Taberistan’ a doğru yola koyulur.. Taberistan Meliki, İsfehbed, Deylem melikinden 10000 kişilik bir yardım alarak savaşa başlar.. İsfehbed savaşırken, Curcan halkı da ayaklanarak Esed ibni Abdullah komutasındaki askerleri imha ederler.. Yezid öfkeye kapılır, Curcan’lı Türkleri yendiğinde kanlarından değirmen döndürüp ekmek yiyeceğine dair Allah’a yemin eder.. Askerlerini toplayarak Curcan üzerine yürür.. Curcan beyi, şehirden çıkarak Curcan kalesine çekilir. 7 ay süren savaştan sonra, kale düşer.. Curcan beyi öldürülür.. Kaledeki askerler esir alınır.. Araplar, daha sonra Curcan şehrine girerler.. Burada da aynı şekilde Kuteybe’nin yaptığı katliama benzer bir katliam yapılır.. Türkleri öldürerek, 4 fersah boyunca sağlı sollu ağaçlara astırır.. Allah’a verdiği sözü yerine getirmek için, esir aldığı binlerce Türk’ü, Enderiz vadisindeki nehrin kenarına sürükler, orada askerlerine korumasız Türkleri öldürtür.. Öldürülen Türklerin kanlarını nehire akıtır.. Nehrin suyuyla akan kanlardan, ilerideki değirmenden un ve ekmek yaptırarak yer ve Allah’a verdiği sözü yerine getirir.. Katliamdan geriye kalan kız ve kadınlardan beş de biri cariye olarak halifeye ayrıldıktan sonra, geriye kalanlar askerler arasında ganimet olarak paylaştırılır..

Kaynaklar Curcan katliamında Talkan katliamında olduğu gibi yaklaşık 40.000 Türk’ün öldürüldüğünü söylerler..

717 yılından sonraki zaman, Arapların kendi aralarındaki çatışmalarla geçer.. Buraya kadar dikkat ederseniz, ilk Arap saldırıları başladığında Kibac hatun diğer Türk Beyliklerinden yardım istediği halde istediği yardım kendisine verilmemişti.. Sonra o yardımı göndermeyenler, yardıma muhtaç duruma düştüler.. Bu olaylardan Türklerin daha o zaman da aralarında tam bir birlik ve beraberlik sağlayamamış olduklarını görüyoruz.. 717 yılında Ömer ibni Abdulaziz halife olur..İki yıl sonra hastalanır yerine, 719’da, Yezid ibni Abdülmelik geçer.. Yezid ibni Abdülmelik ile Yezid ibn Mehleb’in arası iyi değildir.. Yezid ibn Mehleb hapse attırılır ancak, Yezid ibni Mehleb hapisten kaçarak, Basra’da örgütlenir ve Yezid ibni Abdülmelik’e karşı ayaklanır.. 721’de Abbas ve Mesleme adında iki komutan önderliğinde kurulan hilafet ordusu Yezid ibni Mehleb ile savaşır.. Bu savaşta Abbas ve Yezit ibni Mehleb olur.. Yezit’in kafası kesilerek halife Yezit ibn Abdülmelik’e yollanır.. Mesleme, Mehleb’in yakını olan yaklaşık 300 kişinin daha kafasını kestirerek öldürtür. Yezid ibni Mehleb’in oğlu olan, Muaviye ibni Yezid’de elinde bulundurduğu 32 kadar Mesmele taraftarının kafasını kestirtir.. Aralarındaki savaş, Mehleb taraftarlarının tamamen yok edilmesi ile biter… Mesmele, Mehleb’den ele geçirdiği aralarında Türklerin de bulunduğu cariyeleri Cerrah ibni Hakem’e satar..Bu arada, Yezid ibni Mehleb’in yerine getirilen yeni Horasan Valisi, Cerrah ibni Abdullah, Türkmenistan’ın iç kısımlarına bazı saldırılar yaparsada başarılı olamaz..

Kuteybe’nin ölümüyle birlikte Türk topraklarına yapılan akınlar eskisi kadar başarılı olamamışlardır.. Bu dönemde İslam yayılmacılığı bir duraksama içine girer.. Halife II. Ömer ibn Abdülaziz, işgal altında bulunan yörelerdeki Arap egemenliğinin her geçen gün biraz daha zorlaşır bir hale gelmesinden dolayı bu bölgelerde yaşanan gerginliğin azaltılarak İslam’ın kuvvetlendirilmesine çalışır.. Kendisine bağlı yöneticilere, “ Bundan böyle Türk Beyliklerine saldırmayın, hakimiyetiniz altında bulunan bölgelerde gücünüzü arttırarak İslamı yaymaya çalışın” demiştir.. Ayrıca, II. Ömer, Müslüman olan halklardan cizye alınmamasını isterse de, Arapların gelirlerinde önemli ölçüde düşme olmasından dolayı bu karardan daha sonra, Türklerin Müslümanlıklarında samimi olmadıkları bahane edilerek vazgeçilmiştir.. Bu arada Horasan’da Cerrah ibni Abdullah, yerine Abdurrahman ibni Nuaym atanmıştır..

Hakan Sulu''nun Göktürk Boylarının Başına Geçmesi

Türkler, Arapların istilasına karşı direnişlerini Çin’den yardım isteyerek sürdürürler.. Daha önce Araplarla işbirliği içinde olan Tugsad da, 718 yılında Çin imparatorundan yardım ister.. Çin, Türklere yardım göndermez.. Turgis Kaani Sulu, Bati Göktürk Boylarının başına geçerek, 720 yılında Sogd’daki Türklerin Araplara karşı isyanını desteklemek için bir birlik gönderir.. Sulu’nun, Kur-Sul adındaki komutanı, Seyhun nehrini geçerek, Sogd’a gelir ve oradaki diğer Türklerle birleşerek, Semerkant’a doğru yürür.. Arap Valisi, Said ibni Haris, Türkleri durduramaz ve Semerkant’a çekilir.. Ancak Türkler Semerkant’ı kuşatamazlar.. Bu arada Said ibni Haris yerine 721 yılında Horasan’a Said ibni Harasi atanır.. 722’de Hisam Halife olur, Said ibni Harasi’yi görevden alarak yerine Müslim ibni Said’i atar.. Müslim ilk olarak Afşin’i haraca bağlar.. Seyhun’u geçerek bütün ekinleri ve ağaçları yakarak ilerler.. Bunun üzerine Turgis Hakanı Sulu, Müslim’in üzerine yürür.. Sulu’nun üzerine geldiğini ögrenen Müslim geri çekilmeye başlar.. Seyhun nehri yakınlarında, bir başka Türk birliği tarafından durdurulur.. Bir yandan yukardan Sulu’nun birlikleri ilerlediği için acele eden Müslim, zayiat vermesine rağmen, Seyhun nehrini geçerek Semerkant’a çekilir.. Bu yenilgi üzerine, Müslim görevden alınır, yerine Esed ibni Abdullah atanır..Esed ilk olarak Hoten şehrini ele geçirerek yağmalar.. Ancak, Turgis Hakanının Müslim’i kovalamasından cesaret alan halk Araplara karşı ayaklanır.. 726 yılında Turgis Hakanı Sulu kararlı bir şekilde Esed’in üzerine yürür.. Huttal’da çarpışırlar.. Esed, Sulu karşısında ağır bir mağlubiyet alır.. Bunun üzerine 727’de Esed’de görevden alınarak yerine Esres ibni Abdullah atanır..

Esres halk üzerinde baskı uygulayarak denetim kurabileceğini düşünürsede başarılı olamaz.. Bir kısım halk Müslüman olduklarını söyleyerek vergi vermek istemezler ve Turgis’lerden yardım isterler. Turgis Hakanı Sulu 728 yılında Buhara’yı zapteder.. Bu arada Esres’in yerine Cüneyt ibn Abdurrahman geçer..Araplar Semerkant’a çekilir..Hakan Sulu ve Kur-Sul idaresindeki Turgis kuvvetleri 729 yılında 58 gün süreyle Arapları Kemerce kalesinde kuşatma altında tutarlar.. Açlıktan ölme noktasına gelen Araplar Kemerce’den çıkarak teslim olurlar, yapılan anlaşma gereğince teslim olanlar Debusia’ya gönderilirler.. Daha sonra Hakan Sulu, Semerkant’ı kuşatır.. Semerkant’ın işgal komutanı Savra ibni Hurr, Cüneyd ibni Abdurrahman’dan yardım ister.. Cüneyd yardıma gelmeden Savra ve Hakan Sulu Semerkant yakınlarında savaşırlar.. Araplar savaşı kaybeder, Semerkant’ın Arap Karargah komutanı Savra bu savaşta ölür.. Halife Hisam, Kufe ve Basra’dan 20000 kişilik ek bir kuvveti Cüneyd ibni Abdurrahman’a gönderir.. Hakan Sulu 732’de Buhara’yı terk ederek çekilir.. 734’de Cüneyd ibni Abdurrahman ölür, yerine Asım ibni Abdullah geçer, bir yıl sonra onun da yerine Halid ibni Abdullah geçer..

Hakan Sulu''nun Ölümü ve Cuzcan Beyinin ihaneti

Hakan Sulu, 737 yılında Halid’in üzerine yürür.. Araplar zayiat vererek Ceyhun’un güneyine çekilir.. Türkler Ceyhun nehrini geçerek Arapları Belh’e kadar çekilmeye zorlar, ancak Cuzcan önderi, Arap’larla birleşerek Hakan Sulu’nun ülkesine çekilmesine sebep olur.. Göründüğü kadarı ile eğer Cuzcan önderi Araplarla işbirliği yapmamış olsaydı Hakan Sulu’nun ordusu muhtemelen Arapları Türk topraklarından temizleyecekti.. Hakan Sulu ülkesine döndükten sonra bir zamanlar Araplara karşı beraber savaştığı Kur-Sul tarafından şahsi nedenlerden dolayı öldürülür..

Bu gelişmenin birazda Çin tarafından tezgahlandığı, ve tarihte Çin’in Türk Beyliklerini birbirine düşürme siyaseti olarak görülür.. Hakan Sulu’nun ölmesi Araplar arasında sevinçle karşılanır.. Öyle ki Horasan Valisi Araplara Hakan’ın öldürülmesinden dolayı şükür orucu tutulmasını ister.. Haberi Halife Hisam’a ulaştırırsa da, Halife bu haberin doğruluğunu anlamak için güvendiği adamlarını yollayarak haberin doğruluğunu öğrenmelerini ister.. Hakan Sulu’nun öldürülmesinden sonra Türkler bir daha toparlanamazlar.. Arapların Türk yurtlarından temizlenmeleri ile ilgili umutları bir anda söner.. Öncelikle Dikhanlar denen yerel egemenlikler Araplara büyük tavizler verirler.. Müslümanlığı kabul eden kişilere büyük ekonomik çıkarlar sağlanır.. Cizye olarak alınan vergilerin miktarları düşürülerek önceki zorlamalara göre çok daha yumuşak bir sömürü politikası uygulanır.. Buraya kadar ki tarihte Türklerin zorla Müslümanlaştırılmalarına hizmet etmiş olan en önemli 2 isim, Arap Komutanı Kuteybe ve Hakan Sulu’nun tam önemli bir darbe indirmek üzereyken kendini Araplara satarak onlarla işbirliği içine giren hain Cuzcan Beyi’dir.. Kur-Sul’da, Turgis Hakanı Sulu’yu şahsi çıkarları uğruna öldürerek ister istemez Arapların korkulu rüyasını ortadan kaldırmış, Müslümanlığın Türk topraklarında daha rahat bir şekilde yayılmasına neden olmuştur..

Kur-Sul''un Ölümü ve Türk Ordularının Dağılması

Emevilerin son valisi, Nasır ibni Seyyar’ın valiliğe gelmesi ile birlikte Güney Türkistan’da Arap güçlerinde bir toparlanma başlar. Nasır, Arap hakimiyetinin yumuşak bir politika ile daha kolay bir şekilde yayılabileceği bilinci ile güçlü bir ordu kurarak Türk topraklarına yayılır. 739 yılında Araplar Semerkant’a tamamen yerleşirler.. Ancak, Seyhun nehrini geçmeye çalışırlarsada, Kur-Sul komutasındaki Türk ordusu tarafından durdurulurlar.. Sayı olarak Kur-Sul’un ordusundan daha kalabalık olmalarına rağmen, nehrin öte tarafına geçmeye cesaret edemezler.. Ancak bu arada Araplar için hiç beklemedikleri bir gelişme olur.. Araplara karşı saldırı düzenlemeyi planlayan ve bu nedenle nehrin etrafında keşif yapan Kur-Sul, Arap askerlerine yakalanır.. Nasır, Kur-Sul’u hemen öldürerek cesedini Türklerin görebileceği şekilde Seyhun nehrinin kenarına astırır.. Bu manzara çok geçmeden Türkler üzerinde beklenen etkiyi yapar ve Türk ordusu zaten sayıca üstün olan Araplar karşısında dağılır.. Taşkent ve Fergana da teslim olur.. Nasır,bundan sonra Arap hakimiyetini daha yumuşak politikalar uygulayarak sürdürür.. Yurtlarını terk ederek giden Türklerin geri dönmeleri halinde vergi borçları affedilir.. Halk içinden Müslüman olanlara bazı ekonomik ve sosyal çıkarlar sağlanarak, onların kendiliğinden Müslümanlığı seçmeleri teşvik edilir.. İslam’ın taraftar bulabilmesi için, gerek korkutarak, gerek teşvik ederek gereken her türlü tedbiri alınır.. Bu alınan tedbirler yavaş da olsa sonuç verir.. Türk topraklarındaki son Emevi Arap valisi Nasır ibni Seyyar Türklere İslam’ı kabul ettirtmeyi başarmıştır..

Bizi ilgilendiren tarih buraya kadardır. Bundan bir süre sonra Arap topraklarında, Emevi Hanedanının egemenliği son bulur ve Abbasilerin devri kendini gösterir.
749’da Abbasiler Emevi Hanedanını zorlamaya başlar. Arap topraklarında başlayan iç savaş, Emevilerin dışarı yayılmaları için gerekli olan kuvvetin bölünmesine yol açar.. Abbasilerle birlikte, Müslümanlaştırılan halklar üzerinde daha uyumlu, onların örf ve ananelerine uyan bir İslam uygulanır.. Emevilerden sonra İslamiyetin evrensel bir din olduğu şeklinde uygulamalar yapılarak İslam''ın daha geniş kitlelere yayılmasına özen gösterilir.. Bu şekilde önceleri Arap dini olarak kurulan din, giderek daha bir evrensel görünüm kazanır.

Bu arada Araplar arası çatışmalar da giderek şiddetlenir. Araplar arası kavgada azat edimiş köleler de belli bir önem kazanırlar..

Bu çatışmaların içinde olan Arap şefleri köleleri kendi taraflarına çekmek isterler.. Ancak, bütün Müslümanları eşit gören İslam karşısında kölelerin durumu belirsizdir.. Köleler eşitliği öngören İslam adına, Arap üstünlüğüne karşı çıkar.. Ali tarafı ve Peygamberin amcası Abbas’ın soyu, Emeviler tarafından kendilerinden hile ve zorbalıkla alınan iktidarlarının asıl sahipleri olarak görünmeleri, beraberinde bir takım siyasal sorunları da başlatır.. Bu arada, sınıfsal farklılıklar ve beraberinde yaşanan olumsuzlukların nedeni olarak, ezilen sınıf tarafından İslamın kendisi değil, Emevi hanedanın iktidarı sorumlu tutulur..

Müslüman Araplar Türklere Neden Saldırmıştır

Genelde, bu tarihi bilen İslami çevreler, Müslüman Arapların Türklere saldırmasını, onları İslam dinine davet etmek, gerekirse bu uğurda zor kullanarak, onları İslam''a boyun eğdirmeye zorlamak şeklinde yorumlarlar.. Ancak tek neden bu değildir..

Bu konu da ayrıca Zekeriya Kitapçı''nın Yeni İslam Tarihi ve Türkler adlı Kitabında anlatılmıştır.. Aşağıdaki pasaj, aynı kitaptan alınma bir bölümdür.

Değişen Arap Toplumunun Yeni Hayat Anlayışı

a-) Harbeden Askerlerin Servete Kavuşma İsteği

Arapları, Orta Asya’yı fethe zorlayan bir diğer faktörde harbeden askerlerin kısa zamanda büyük servet ve zenginliklere sahip olmaları idi. Değil daha sonraki devirler, ilk devirlerdeki fetih hareketlerinde bile sosyo-ekonomik nedenlerin çok önemli bir faktör olduğu ortaya çıkmaktadır. Genellikle Bedevi, çölde yaşayan, fakr-u zaruret içinde çok insafsız bir hayat mücadelesi içinde yoğrulan Araplar, daha İslam’ın ilk devirlerinde harbeden askerlerin verilen yüksek maaş ve ganimetler dolayısıyla kısa zamanda büyük bir servet ve zenginliğe kavuştuklarını görmüşlerdir. Mücahit gazilerin bundan sonraki yaşantıları ve hayat seviyeleri bir anda değişmiş ve harbe iştirak etmeyenlere nazaran çok daha iyi ve müreffeh bir hayat sürmeye başlamışlardır. Bu kabil Arap bedevilerinin o zamanki durumu, bugün Anadolu''nun iç kısımlarından kalkarak aynı sosyo-ekonomik nedenlerle çalışmak için Almanya''ya giden Türk köylüsünü ve onun sosyal hayatında da meydana gelen baş döndürücü değişiklikleri hatırlatmaktadır. Bunun içindir ki Arap kabileleri çeşitli cephelerde savaşmak için hata Hz. Ömer devrinde Medine''ye çok büyük kafileler halinde akın akın gelmeye başlamışlardır. Daha sonraları bunları Bedevi aileler takip etmiş ve dolayısıyla Arap yarımadasının dışına daha o devirlerden itibaren çok büyük bir Müslüman Arap göçü L. Caetani''nin ifadesiyle tarihte ilk defa Sami ırkının göçü başlamış oluyordu.

Tarihte belki ilk defa vaki olan bu Sami Arap göçü, Emeviler devrinde de bütün canlılığı ile devam etmiş, sadece İran''a değil, Türkistan''ın Buhara, Baykent, Semerkant gibi daha birçok büyük şehirlerine önemli ölçüda Arap aileleri yerleştirilmiştir. Özellikle Buhara''ya yerleştirilen bu kabil muhacir Arap aileleri o kadar çoktu ki, Kuteybe b. Müslim be yerleşik Arap nüfusu ve kesafetine dayanarak bu büyük Türk şehrini nerede ise kolonize etmeye kalkışmış ve bunda önemli ölçüde de muvaffak da olmuştur. Genellikle 25-50 bin arasında değişen ve aile efradıyla birlikte yapılan bu göçler, bir taraftan İran ve Türkistan''ın büyük şehirlerinin Arap nüfusuyla iskan edilmesine, diğer taraftan da siyasi Arap hakimiyetinin bölgede daha kolay bir şekilde yerleşmesine ve hatta İslam dininin gelişme ve yayılmasına da yardım etmiştir.

b-) Yaygın Geçim Sıkıntısı

Müslüman Arapları komşu ülkeleri ve bu arada Türkistan’ı fethetmeye zorlayan önemli sebeplerden bir diğeri de çok yaygın hale gelen geçim sıkıntısıdır..Nitekim, el-Mesudi''nin en güzel kitap olarak tavsif ettiği ve fetih hareketlerini çok daha objektif kriterler içinde ele alan ilk tarihçilerimizden Belazuri''nin Fütuhu''l Büldan adındaki kıymetli eserinde, Arapların geçim sıkıntısı yokluk ve mahrumiyetler içinde sürdürdükleri hayat mücadelesi nedeniyle komşu ülkeleri fethetmeye zorlandıkları ve bu ülkelerde çok büyük sayıda yerleştikleri hakkında sarih ifadeler vardır.

Taberi Anlatımları

Aşağıdaki pasajlar doğrudan Taberinin anlatımından alınmıştır.

Tarih-i Taberi / Cilt 3/(Syf-343)

Her kim Türk’lerden baş getirirse yüz dirhem vereceğim. İmdi müslümanlar bir bir Türk’lerin başını kesip getirip 100 dirhemi aldılar.Ve Türk’leri dağıtıp hesapsız kırdılar ve mübaleğa ile mal ve ganimet alıp yine dönüp Merv’e geldiler.

Yaz gelince Kuteybe Horasan şehirlerine nameler gönderip asker topladı. Sonra göçüp Talkan’a vardı. Şehrek ki Talkan meliki idi. Neyzekle müttefik idi. Kuteybe’nin geldiğini işitince kaçtı. Kuteybe Talkan’a girdiği vakit hükmetti ki ahalisini kılıçtan geçireler. Ne kadar kırabilirlerse kıralar. Bunun üzerine Kuteybe’nin askeri orada hesapsız adam öldürdü.

Rivayet ederler ki 4 fersenk yol iki taraftan muttasıl ceviz ağacı dallarına adamlar asılmış idi. Oradan göçtü. Mervalarüd’e kondu. Oradaki melik kaçtı. Kuteybe onun da iki oğlunu tuttukta kalan şehrin beyleri itaat edip istikbale geldiler.(Syf-344)

Kuteybe dedi: - Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa bunu derim ki (Uktülühü uktülühü uktülühü). ( Hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün )
Bunun üzerine Neyzek’i ve iki kardeşi oğulları ki biri Sol ve biri Osman’dır. Ve yine o kendisi ile mahsur olanların hepsini öldürdüler.hepsi 700 adam idi. Buyurdu başlarını kesip Haccac’a gönderdiler.(Syf-347)
Kuteybe deve palanı demek olur.(Syf-351)

Ganimet malının beşte birini Haccac’a gönderip Semerkant’ın fethini de ilan etti. Haccac da bu haberi işitip sevindi. Kuteybe tekrar Merv’e döndü. Kardeşi Abdullah’ı Semerkant’a emir yaptı. Askerlerinin bir miktarını onun yanında bıraktı ve lüzumu kadar harp aleti verip, Abdullah’a dedi: Kafirlerden hiç kimseyi Semerkant’a girmeye bırakma, ancak eline bir parça balçık ver ve o balçığın üzerine mühür vur.(Syf-353)

Kuteybe’nin Havarizem Şehrine Gitmesi Haberi

Havarizem melikinin adı Çaygan idi. Ondan küçük Havarizad adlı bir kardeşi vardı. Çaygan’ın üzerine galebe etmiş idi ve onun bütün işini tutmuş idi. İşitse ki Çaygan’ın eline güzel bir cariye girmiş, yahut bir nefis bir kumaş almış derhal adam gönderip aldırırdı. Yine işitse ki bir kişinin güzel kızı var yahut güzel bir avreti var derhal mecal vermez,çekip alırdı. Hiç kimse men edemezdi. Ve Çaygan’a ondan şikayet etseler ben ona bir şey diyemem, derdi. Çaygan da onun elinden bunalmış idi. Bu işi bu şekilde uzatınca Çaygan’ın tahammül etmeye takatı kalmadı. El altından Kuteybe’ye adam gönderdi. Havarizem şehirlerinden üç şehrin kilitlerini bile gönderdi.

Ve Kuteybe’ye dedi: Havarizem’e gelip kardeşimi öldürürsen her ne dilersen vereyim,dedi. Lakin bu haberi hiç kimseye bildirmedi. Bu haber Kuteybe’ye ulaşınca gaza vaktı idi. Kuteybe kavmine Segat gazasına varırız diye bildirdi. Çaygan’ın adamını geri gönderdi. Havarizad’e haber verdiler ki Kuteybe Segad’a gazaya gider. O da gayet sevindi. Ve kavmine bildirdi ki bu yıl cenkten eminsiniz,zira Kuteybe segad’a gidermiş. Ve bizde iş’e meşkul olalım dedi. Bilmedi ki Kuteybe kendi üzerine gelir. Bu esnada Kuteybe ansızın bin atlı ile Medinet-ül Fil ki Havarizem’in ulu ve muazzam şehridir. Zira Havarizem ülkesi üç şehirdir. Ondan ulusu yoktur. Kuteybe çıkıp geldi. Havarizem halkı Kuteybe’yi görüp korktular. Kuteybe doğru Çaygan’ın yanına geldi. Ve Havarizad’a haber verdiler ki ne gafil durursun işte Kuteybe erişip alemi fesada verdi. Havarizad anladı ki bu iş Çaygan’ın başı altındadır. Diledi ki Çaygan’ı öldüre.Lakin fırsat ve mecal bulamadı. İmdi hazır bulunan sipahi ile sürüp Medinetil Fil’e geldi. Çaygan o üç şehri Kuteybe’ye verip kendisi de Kuteybe’nin yanına geldi. Ve Havarizad şaşkına döndü. Nihayet Kuteybe’ye adam gönderip aman diledi.

Kuteybe dedi: Amanı kardeşinden dile eğer o aman verirse benden emin ol.Havarizad dedi: -İmdi bildim ki benim ölmem lazım. Zira benim kardeşime boyun eğmem ölmek demektir. Belki ölmek muti olmaktan iyidir, dedi. Bunun üzerine cenge koyuldu. Bir saat cenk edip sonunda tutuldu.Kuteybe’ye getirdiler. Kuteybe dedi: Kendini nasıl görürsün.

Havarizad dedi: -Ey emir, beni melamet etme ki ben kılıca eli onun için vurdum ki seninle benim aramda bir hüküm zahir ola. İmdi fırsat senin oldu,bana ne öğünmek gerek, ne dilersen et. Bunun üzerine Kuteybe buyurdu. Dışarı çıkıp boynunu vurdular. Çaygan dedi: -Ey emir, henüz gönlüm şifa bulmadı.
Kuteybe dedi: -Daha ne dilersin?

Çaygan Dedi: -Dilerim ki onunla bile olan kimselerin hepsini öldüresin.
Kuteybe dedi: -İmdi sen benim yanıma topla, ben öldüreyim. Çaygan da hepsini tutup getirdi. Kuteybe cümlesini öldürüp mallarını aldı. Çaygan şöyle şart etmiş idi ki: Bin baş esir ve nice bin kumaş vere. İmdi Kuteybe Medinetül File girip o malı Çaygan’dan aldı.

Çaygan Kuteybe’den yardım diledi. Zira Camhüd meliki daima gelip Çaygan ile cenk ederdi. Ve Çaygan’ı gayet incitirdi. Kuteybe Abdurrahman’ı ona yardıma gönderdi. Ve Abdurrahman varıp muharebe etti ve o meliki öldürdü. Çaygan o yerleri fethedip dört bin baş esir aldılar. Kuteybe buyurdu. Hepsini öldürdüler. (Syf-349-350)

-Şaş askeri bize gece baskın etmek dilermiş, imdi varın onların yolunda filan yerde pusuda durun.Ve onlar çıktığı vakit üzerlerine sürünüz. Ola ki bir fetih edesiniz, dedi. Muslih b.Müslim’i bunlara kumandan tayin etti. Muslih de gelip o 700 adamı üç bölük etti. Bir bölüğünü yolun sağ yanına, bir bölüğünü sol yanına koydu ve kendisi bir bölükle yolun üzerine durdu. Gece yarısı geçince Şaş askeri çıkıp geldiler. Muslih’i yol üzerinde görünce cenge meşgul oldular.Ve o iki bölük gaziler de iki taraftan hamle edip aç kurdun koyuna girdiği gibi kafirleri tarumar ettiler. Gazilerde Şübe adlı bir bahadır yiğit vardı. Kendisini Şaş güruhuna ve kalabalığına vurdu.Onların ortalarında bir melikzadeleri vardı.Yetişip Şübe onu kulağı tözünden kılıç ile çaldı. Öyle bir çaldıkı başı top gibi havaya uçtu. Şaş askeri bu heybeti gördüklerinde hepsi bozguna uğradılar. Müslümanlar ardına düşüp onları hesapsız kırdılar. Onlardan kurtulan pek az oldu. Ve onların ekserisi Melikzadeler idi. Ziynetli ve silahlı kimselerdi. Onların başlarını ve silahlarını ve elbiselerini hepsini aldılar geri dönüp Sürür ile Kuteybe’nin yanına geldiler. Ertesi gün Kuteybe hükmetti ki cenge atılalar.

Gavrek Kuteybe’ye adam gönderip dedi: -Bu ettiğin harbi öyle zannetme ki Arapların kuvveti ile edersin belki acemden benim kardeşlerimdir ki sana yardım edip cenk ederler. Yoksa harbe arapları gönder. Gör ki biz de neler ederiz,dedi. Kuteybe bu sözü işitip gazaba geldi ve münadilere çağırttı. Müslüman mübarizleri toplanıp kafirlerin üzerine yürüyüş ettiler ve buyurdu ki mancınık kurdular ve bir burcu döğe döğe yıktılar. Ve Müslümanlar o yıkılan yerden hücum ettikçe kafirlerden bir bahadır er gelip o gedikte durdu her kim ileri gelse mecal vermez öldürürdü. Müslümanlarda silahşörler çok idi. Kuteybe onları çağırtıp dedi ki: Sizden kim ki o şahsı ok ile vurursa ben ona on bin dirhem veririm. O silahşörlerden biri ileri yürüyüp ok ile o şahsı atıp gözünden vurdu ve ensesinden çıktı. Derhal düştü. O kişi Kuteybe’nin yanına gelip on bin dirhemi aldı.(Syf-351-352)

Bu 70 yıl süren Türk-arap savaşlarının en önemli noktaları ve sonuçları ;

1- 100.000'in üstünde Türk katledilmiştir.
2- 50.000'in üstünde Türk genci köle ve cariye yapılmıştır.
3- Şehirler yağmalanmış , ganimet diye halkın herşeyi talan edilmiştir.
4- Tüm zenginlikler , tarihi eserler yokedilmiş , yakılmış , yıkılmıştır.
5- Dünyanın en büyük katliamlarından biri olan "Talkan Katliamında" 40.000 Türkün kesilerek
24 km yol boyunca ağaçlarda sallandırılmıştır.( Tarihte örneği çok azdır.)
6- Aynı şekilde "Curcan Katliamında da esir alınan 40.000 Türk'ün nehir kenarında kafaları
kesilmiş , nehrin suyu kıpkızıl olmuş , cesetler yine ağaçlarda sallandırılmıştır.
7- "Teslim olursanız canınız bağışlanacak" sözü hiç bir zaman yerine getirilmemiş ,
"Şeriat söz tanımaz" denilerek kadın-erkek kılıçtan geçirilmiştir.
8- Araplar tarihte yaşadıkları bu en büyük yağma ve talandan çok büyük servet elde etmişlerdir.
9- Türkler böyle bir vahşet ve mezalimi Çinlilerden dahi görmemişlerdir.
10-Bu tarihi gerçekler "islam etkilenmesin" düşüncesiyle gizlenmekte , bahsedilmemektedir.
Türkçü siyasetçiler dahi konuyu geçiştirmektedir. Bundan da Araplar nasiplenmektedir.

-Yazı Alıntıdır-


97 yorum:

  1. çok yararlı bir yazı hala türklerin talas savaşında arapları görmüş 'a ne cici' bunlar deyip müslüman olduğuna inanlar var.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Zaten Türkler de Horasan'da yaşayan bir avuç toplulukdu (?)
      1. Zorla kimse bir milletin dinini değiştiremez. Tarihte böyle bir uygulama yok. SSCB bile Türk ırklarına 70 YIL BOYUNCA ne kadar baskı yaptıysa bile onları İslamiyet'ten vazgeçirememişti. Azerbaycan'da İslam yasaktı ama millet dağlara mağaralara gidip gizlice ibadet ediyorlardı.
      2. Bu belli bir kesimin sözde din değiştirmesini anlatıyor. TÜRKler Orta Asya, Doğu Avrupa, Çin, İran, Kafkasya, Kuzey Karadeniz gibi coğrafyalara dağılmıştı bu esnada. Bunların neredeyse tamamının ISLAM'a girmesini nasıl açıklayabilir bu saçma döküman? Ki Araplar Orta Asya'nın sadece güneyine kadar girmeyi başarmışlardı. Onlar da geçici zaferlerdi. Oradaki halklar zorla müslüman olmuşlarsa bile kısa bir süre sonra Araplar gidince İslam'ı terk edebilirlerdi. Niye etmediler?
      3. Zorla İslam'ı seçmiş bir ırk, asla İslam'ın en büyük koruyucusu haline gelmez!

      Tüm bunlar da kanıtlıyor ki bu dökümanlar sahte ve saçmalık...

      Sil
    2. Tarihten "isteyerek dinini değiştiren" bir toplum örnek verebilir misiniz? Tuğçe Kazaz hariç.

      Sil
    3. Türkler hakkında hiçbirşey bilmediğiniz bir avuç diye bahsetmenizden belli Bence Sizin bilmediğiniz konular hakkında yorum yapmanız SAÇMALIK

      Sil
    4. türkler islamdan önce " şamanistti " yani din değiştirmediler , mesela hazar denizi bölgesindeki türkler de orada yaşayan bir Yahudi kavmin , ki başlarında bir kraliçe vardı , etkisinde kalarak Yahudiliği seçmişlerdir . arapların türklere eziyet ederek Müslüman yapmaları tamamen gerçektir . not. ilhan arsel in kitaplarını okursanız gerçekleri görürsünüz

      Sil
    5. ilhan arsel in doğruları yazdığını nerden biliyorsunuz. o kadar tarihçi yalancı da bir ilhan arsel mi doğru söylüyor. bu yazı bana çok saçma geldi.

      Sil
    6. Kişi gerçekten Türkse :sorgulamalar,mukayeseli okumalar,farklı akıl yürütmeler,çok farklı argümanlar ve mukayeseleri,genel derinlemesine bili/ilimsel araştırmalar vs vs yapabilmeli aklın yoluyla hareket edebilmeli . SAYGILAR TENGRİ KAM888.

      Sil
    7. Bu yaziLanLar Dogru oLsa idi Biz TürkLer bu bize yapiLan hakaretten hic bir MüsLüman birakmazdik Dünyada hepsini gecirirdik kiLictan ! Bu yaziLar Dogru oLmadigi icin biz MüsLümaniz. Tüm HaLkimizLa isLamiyeti tek Kabul etmis MiLLetiz !

      Sil
    8. Böyle salak bir seneryoya inananlar var. Ulan Türkler islamı zorla kabul etti demek en başta Türklüğe hakarettir.
      Zamanında birbirimize düşerek esir düştüğümüz bugün hala soydaşlarımıza baskı ve eziyet eden Çin, özellikle Stalin döneminde Kırım Tatarlarına almanların yahudilere yaptıklarını aratmayan katliamlar yapan azeri özbek türklerine özellikle din konusunda eziyet ve baskı yapan ruslar dahi asil Türk milletini ne dininden nede değerlerinden vazgeçirebilmiştir.

      TARİH ŞAHİTTİR TÜRKLER ASLA ZORA BOYUN EĞMEZ. O BOYUNUN BİLSE BİLE ZORA BOYUN EĞMEZ.

      Bahsi geçen zamanlara gelecek olursak sadece emeviler yani muaviye soylular döneminde vahabi anlayışı islamın önüne geçmiş ve bu dönemde harun reşid gibi zalimlerin emrinde çeşitli katliamlar yapılmıştır. Ancak asil Türk milletinin din olarak islamı kabul etmesini buna bağlamak cahilliğinde ötesindedir.

      Sil
    9. ilhan arsel diyorsun zaten dine karşı bir adam tek kaynağa bağlı kalıp nasılda etkileniyorsunuz anlamak mümkün değil müslümanları bağnazlıkla suçlarsınız ama kendiniz körü körüne tek fikir akımının temsilcilerini okuduğunuzda aydın olursunuz...

      Sil
    10. Tarihten "isteyerek dinini değiştiren" bir toplum örnek verebilir misiniz? Hazarlar arkadaş araştır

      Sil
  2. emevi güruhunun neler yaptığını görüyorsunuz. Bu lanetlikler özellikle haccac zamanında medinedeki birçok sahabeyi öldürmüş müslüman kadınların ırzına geçmiş (hırre olayı), yezid zamanında kabe mancınıkla yıkılmış, yezid Hz. Hüseyin'i katledilmiş, muaviye Hz. Ali ile savaşmış ve Hz. Hasan'ı zehirletmiş ve kendinden sonra gelen bu soy Ehl-i Beyt'e (a.s) hep zulmetmiş, İslam'ı katletmiştir. O yüzden ben derim ki okuyun, sorgulayın ve hakikatleri araştırıp Ehl-i Beyt'i öğrenin o zaman hakiki İslam'ı bulacaksınız.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sanırım Beni Kureyza katliamını, orda Alinin nasıl yahudilerin kafasını kopardığını bilmiyorsun. Beni Kureyza Katliamını araştırmanı tavsiye ederim

      Sil
    2. Beni Kureyza Aws aşiretinin mevalisi olduğundan, hukuken Muhammed’in yargıç olması mümkün değildir. Bu nedenle Aws aşiretinden Sa’d b. Muaz görevlendirilir. Sa’d Hendek savaşında yaralanmış ve yarası şişmeye başlamıştır (birkaç gün sonra ölecektir). Hükmü açıklar: Kureyza erkekleri öldürülecek, kadın ve çocuklar köle edilecek, malları müsadere edilecektir. Muhammed “Allah’ın ve resulunün yargısıyla yargıladın” diyerek onu onaylar.




      [Yargı görevinin ölmekte olan birine aktarılması muhtemelen kan davası güdülmesini önlemeye yönelik bir tedbirdir.]




      Nusra Cephesi tesadüf mü?

      Resulallah karardan sonra Medine’nin çarşı alanına giderek hendekler kazdırır. Beni Kureyza erkekleri gruplar halinde buraya getirilerek hendeklerin başında kafaları kesilir. Toplam katledilen sayısı bazı kaynaklara göre 600 ila 700, bazılarına göre 800 ila 900 kişidir. İdamların çoğunu Ali b. Ebu Talib (sonradan dördüncü halife) ve Zübeyr infaz ederler.

      Sil
    3. 1981 Martında Urfa'da sıkıyönetimin bodrumunda rütbesiz biri (büyük olasılıkla subaydı) Türklerin neden Müslümanlığı kolay benimsediğini sormuştu, "Akıllarına yatık olduğundan" demiştim. "Yatkın da ne demek? Türkçe konuş!" demişti. Ben de "Yatkın Türkçe değilse ne Türkçedir?" diyerek bağırmıştım.

      Sahi bu din ne kadar akla yatkın?

      Sil
    4. "alinti" diye gecistirilemeyecek kadar onemli "iddia"lar bunlar, nasil olur da kaynak(lar) belirtilmez ki..!?

      Sil
    5. Biz referans olarak "Erdoğan Aydın- Nasıl Müslüman Olduk" kitabını aldık. Tarihi anlatan bir kitap kaynak değil midir? Daha önce yazılarımda ansiklopedilerden alıntı yapıyordum ve kaynak oalrak onları belirtiyordum. Bu da ondan farksız değil. Diğer yazılarda benim referans noktam nasıl ansiklopedi ise (ki ansiklopedi kaynaklar derlenerek yazılır), bu yazıda da referans noktası "Nasıl Müslüman Olduk" kitabıdır...

      Sil
    6. Nereden alıntı? Kaynak nedir?

      Sil
    7. Benî Kureyza bir katliam değil bir cezalandırmadır. Savaşta birlik olup bi anda "satarsan" hiyanet suçu işlersin. Hiyanet suçunun cezası bellidir. TCK'da bile vatana ihanet diye bi suç var ve zamanında bu suçtan birileri asılmış. Çifte standart argümanla komik oluyorsunuz. Türkler Emevilerle savaştı, Emeviler ırkçıydı. Emeviler İslam'ı temsil etmiyor. Temsil etseydi İslam Peygamberi'nin Torunu Hz.Hüseyn'in başını kesmez, evlatlarını ve dostlarını öldürmez, çocuklarını ve hanımlarını prangalara vurup şehir şehir gezdirmezdi. Akıllının biri Nusra Cephesi demiş. Nusra cephesi kiminle savaşıyor bi zahmet zekasını zorlasın.Türk mü öldürüyor? Yoksa Arap Alevi'si, Şii'si ve Suriye Kürdü mü? Niye 1400 yıl sonra ve niye hala Alevilere bu kadar düşmanlık? Onun cevabını da siz bulun. Bilmediğiniz bir bilgi daha. Türkler Ehlibeyt ile tanışmış ve Ehlibeyt'i tanıdığı için müslüman olmuştur. Kerbela olayınca Hz.Huseyn birlikte ölüme giden o 72 savaşçıdan biri de Türk'tü. Defalarca dostlarına izin verdiği halde O'nunla ölmeyi, yaşamaya tercih etmiş bir Türk'tü.

      Ha bir çelişki daha. Madem baskıyla müslüman oldu Türkler, niye Tarih boyunca Müslüman Türkler'in birbiriyle savaştığı görüldü? Osmanlı'nın Yavuz'u da Türk'tü , Safeviler'in Şah İsmaili de Akkoyunlular da Türk'tü, Osmanlı da. Bunlar savaştı mı birbiriyle. Savaştı. Ee? Bu ne şimdi? İslam karşıtı saçmalıklarınızı doğru dürüst argümanlarla besleyin de cevap verme zahmetine değsin. Bişeyin etiketi İslam olunca İslam böyle oluyorsa, tüm doktorlar sahte doktorlar yüzünden ceza görmeli. Ne saçmalık.

      Sil
    8. asıl senin sunduğun argümanlar mantıksız ve tutarsız bir dinin zorla kabul ettirilişinden 600yıl sonraki olayı örnek vererek konuşuyorsun. Şu soruyu sorman yeterli bence kendine. Şu anda Türkiye'ye hiç adını bilmediğin herhangi bir ülke saldırsa yaksa yıksa yağmalasa ve dese ki ben "kutupik" diye bi dinin mensubuyum sen de bu dinin mensubu olacaksın yoksa seni yok etmeye devam edeceğim dese ve bu din gerçekten de sana çok mantıklı gelse sen bu dini "hımmm çok mantıklıymışsın kardeş ben niye bu zamana kadar müslümanlığa inanmışım ki hemen geçeyim senin dinine der misin ?"

      Sil
    9. Kaynak arayan arkadaşların Kâzım Mirşan'ın eserlerini incelemelerini tavsiye ederim. Sanırım ömrünün büyük bir kısmını gerçek tarihimizi araştırmaya ayırmıştır.

      Sil
    10. Arkadaşım iyi güzel hoş konuşmuşsun da. Bahsettiğin Yavuz, Şah İsmail ve Akkoyunlular hangi tarihte var olmuştur? Ve burada bahsi geçen olaylar hangi tarihleri kapsamaktadır? Türk - Türk'le savaşmayacak diye bir kaide yok veya savaşmamıştır denemez. Ama 6. ve 7. asırda tamamen inanç düzleminde siyasi arena yaratılarak Ganimet elde etmek ve Toprak Genişletmek amacı ile İslam kullanılmıştır. Bu yüzyıllarda İslam sadece Arap Yarım adasındadır. Doğru dürüst argümanlarla beslenen yazılar okumalıyız, evet haklısın. O zaman lütfen bize doğru dürüst argüman sağlar mısın? Bu arada argümanların doğruluğu ve dürüstlüğü nasıl tahlil edilecek? Sana zahmet olmazsa Kazım MİRŞAN'ın eserlerini incelemeni rica ediyorum. Taberi'nin 6. ve 7. yüzyıllara dair yazdığı eserlerini de araştır lütfen.

      Sil
    11. O dönemlerde zaten TÜRKLER'de birlik olmadığı için araplar bu kadar pervasızca hareket edebilmişlerdir ve katliam yapabilmişlerdir ayrıca gerçek amaçları islamı yaymak değil zengin TÜRK yurtlarından olabildiğince maddi menfaat sağlamaktır, eski TÜRK tarihini okursan TÜRK devletlerini yıkıp yeni devletler inşaa edenler yine TÜRKLERDİR..!

      Sil
    12. zorla din değiştirilmez diyen arkadaşlar..madem islamda zorlama yok neden doğar doğmaz müslüman yazılıyor nüfus kağıdına..madem islama o kadar güveniyosunuz bırakın herkes kendi seçsin...ayrıca dünyanın hiçbir yerinde nüfuz kağıdında din hanesi yok..tamamen ayrımcılık..

      Sil
    13. Anonymus ....kesinlikle haklisin .....GERCEK Islam tarihi gizlendigi icin ,bu hallere gelmisiz zaten !!!
      ilkin Ehlibeyt´i ve Ehlibeyt ile Türkler arasinda ki bagi ögrensinler....Islam´i ve Türklerin Islama nasil gecislerini anlamak icin.

      Sil
  3. Sanirim turkiye uzerindeki en nadir tarih hocalarindan birine sahibim bu konuyu arastirmaya beni o yonlendirdi .. Ve Alfa senin sayende bir kez daha bize okullarda ogretilenlerin yalan dolan oldugunu gormus oldum tesekkurler

    YanıtlaSil
  4. Cok cok tesekkur ederim bu gusel bilgiker icin.ellerinize saglik efendim.

    YanıtlaSil
  5. Yazı için çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  6. çok teşekkür ederim.. tüylerim diken diken olarak okudum... emeğine sağlık..

    YanıtlaSil
  7. çok teşekkürler.. hem yazı hem de yorumlar gayet bilgilendirici.. ve insanın araştırma isteğini arttırır nitelikte..

    YanıtlaSil
  8. emeyine sağlık güzel bir araştıma tşkrler

    YanıtlaSil
  9. -yazi alintidir- demissin sonda ama nerden alintiladigini da paylassaydin daha iyi olurdu bence.

    YanıtlaSil
  10. çok teşekkür ederim yazı süper...

    YanıtlaSil
  11. Bu yaziyi okuyup Müslümanlık hakkında fikir elde edemezsiniz zaten bahsedilenlerin hepsi islamı kendi çıkarları için kullanan adamlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hepside müslüman...

      Sil
    2. aç iki sayfa kuran ve hadis oku acaba emeviler hakkında ne denmiş peygamber efendimiz (s.a.s) nasıl alametler bildirmiş fitneler hakkında. kendi halkına bile zulmeden kutsal şehir medine de bile kendi (arap) halkının sırf aynı düşüncede olmadığı için zorbalıklar katliamlar tecavüzler yapıp sonrada Türk e ve Türk zenginliğine göz koyması beklenen şeydir. Arkadaşlar dünya git gide İSLAM düşmanlığını körüklemekte ve Türklerde bu düşmanlığı görüp zaten arabın diniydi (haşa) araplarla bize zulmetmişti diyerek dünyanın İslam karşıtlığından çekinip dininden soğumakta nedir. okuduğunuz kaynak vikipedi olmasın. ansiklopedi diyorsunuz hangi biri acaba müslüman kaynaklardan da derleme yapıyor hangi biri tarafsız. arkadaşlar hepiniz kuran okumaktan hadis okumaktan o kadar uzaksınız ki. Allahın dini İslamın aslında Türk töresine ne kadar uyduğunu anlarsınız Allah her kavme peygamber göndermiş olduğunu bildiriyor hz Nuh un oğlu Yasef in torunları biz Türkler Kuran da ayetlerde bizden bildirilmeye bile mazhar olmuş güzel kavim 1000 seneden fazladır bu dine mensup olup bu din için savaşmış Türklüğün bu din ile tamama erdiğini görmüştür. Türklerin Türklüklerini İslamla ASLA KAYBETMEMİŞ aksine Macarlar Bulgarlar gibi hristiyanlıştırılarak nasılda asimile edildiği görülmüştür. Fatihin istanbulu fethetmesiyle gurur duyuyorsunuzda bunu İslam için yapıp Peygamberin (s.a.s) müjdesine mazhar olmasını ne diye dillendiremiyorsunuz. Uygura kadar yayılmış Allahın dinini bir ırka aitmiş gibi hakaretler ederek nelerin peşinde olduğunuzu bu ümmetten yetişecek güzel cevherler mutlaka hadlerinizi bildirecektir. Uygurlar Türklüğünden değil Müslümanlığından zulüm altındadır onlara yapılan uygulamada bunu göstermektedir

      Sil
  12. Alfa bu yazının dayandığı kaynakları belirtebilir misin çok lazım birine kapak yapacam

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Akçam, Taner, Siyasi Kültürümüzde Zulüm ve İşkence, İletişim Yayınları, İstanbul, 1992

      Akpınar, Turgut, Türk Tarihinde islamiyet, İletişim Yayınları, İstanbul, 1994

      Avcıoğlu, Doğan, Türklerin Tarihi, Tekin yayınevi, İstanbul, 1980

      Aydın, Erdoğan, İslamiyet Gerçeği, Kaynak Yayınevi, İstanbul 1993

      Barthold, W. İslam Medeniyeti Tarihi, D.İ.B Yayınları, Ankara 1984 6.. Basım

      Sil
    2. Taner Akcam "Türkler Ermenilere soykirim uyguladi, barbardir" niteliginde Türk düsmanlari Ermenilerin k**ligini yapan sahis degil miydi? Evet, ta kendisi!

      Sil
  13. Alfa cook tesekkurler. Bir nevi hislerime tercuman yazi ve yorumlarin icin. Basarilarinin devamini dilerim.

    YanıtlaSil
  14. Bizde sanırdık ki; Türkler, Horasan dağlarında, ovalarında, tepelerinde toplanmışlar,
    arap güruhunu beklemişlerki, gelsinlerde kendilerini karanlıktan kurtarıp hidayete erdirsinler. Meğerse yanılmışız.

    YanıtlaSil
  15. hala 'ama gerçek islam bu değil bunlar islamı kendi çıkarları için kullananlardır.' diyenler var onlar nasıl bir beyine sahip arkadaş ya :D

    YanıtlaSil
  16. ama gerçek islam bu değildi hz muho sav hazretleri çok barışçıl hayatında hiç kan dökmemiş hiç evlilik yapmamış çok üstün ve erdemli bir insandı hatta türklere zamanında elçi yollamıştır daha sonra türkler bakmışlar aaaa bu ne güzel bir din böyle tam türk kültürüne ve inancına da uyuyor en iyi müslüman olalım demişler bu yukarıdaki katliamlar da türklerin müslüman olmanın sevinci ve coşkusuyla aşırıya kaçıp birbirlerini öldürmesiyle ortaya çıkmıştır yoksa bedevi arabıın ne işi var orta asyalarda işte islam böyle süper bir din allağ mükemmel bir tanrı keşke daha önce müslüman olsaydık bu anlatılanlar asla gerçek isllağım değildir gerçek pislağım başka bir şeydir onun tarifi yoktur çok güzel bir şeydir allağ bile gerçek islamı bilmez o kadar güzel ve derin bir şeydir yeaa gerçek islam işte böyle ateistler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lan GÖTOS mu yoksa O..cocugumusun Nesin serefsiz önce sen bi kendi adini yazda ne orospu oldugunu görelim imansiz ateist

      Sil
  17. daha geçen gün "yahu bu Türkler niye durup dururken Müslüman olmuş ki" diye sordum. bu yazıyı bulmamın zamanlaması manidar :) ve merakımı daha da arttırdı, başka kaynaklar da bulmalıyım

    YanıtlaSil
  18. çok iyi kurgulamış eleman. kaynak da ver(e)memiş. zaten yazı ateist sayfasında paylaşılmış ki Müslümanlara ve İslam'a karşı büyük bi kin içinde olduğu belli.

    YanıtlaSil
  19. "ama gerçek islam bu değildi hz muho sav hazretleri çok barışçıl hayatında hiç kan dökmemiş hiç evlilik yapmamış çok üstün ve erdemli bir insandı hatta türklere zamanında elçi yollamıştır daha sonra türkler bakmışlar aaaa bu ne güzel bir din böyle tam türk kültürüne ve inancına da uyuyor en iyi müslüman olalım demişler bu yukarıdaki katliamlar da türklerin müslüman olmanın sevinci ve coşkusuyla aşırıya kaçıp birbirlerini öldürmesiyle ortaya çıkmıştır yoksa bedevi arabıın ne işi var orta asyalarda işte islam böyle süper bir din allağ mükemmel bir tanrı keşke daha önce müslüman olsaydık bu anlatılanlar asla gerçek isllağım değildir gerçek pislağım başka bir şeydir onun tarifi yoktur çok güzel bir şeydir allağ bile gerçek islamı bilmez o kadar güzel ve derin bir şeydir yeaa gerçek islam işte böyle ateistler" diyen arkadaşa fena halde katılıyorum bir üstteki eleman ise uyumaya devam ediyor diyorum...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. GERİ ZEKALI ÖTEKİ TARAFA GİTTİĞİNDE NE YAPACAKSIN ACABA EFENDİMİZİN ADI SENİN PİS AĞZINA KALMADI

      Sil
  20. Üstteki eleman(!), bunlar iddaa tahminleri mi bak bakalım :D

    Akçam, Taner, Siyasi Kültürümüzde Zulüm ve İşkence, İletişim Yayınları, İstanbul, 1992

    Akpınar, Turgut, Türk Tarihinde islamiyet, İletişim Yayınları, İstanbul, 1994

    Avcıoğlu, Doğan, Türklerin Tarihi, Tekin yayınevi, İstanbul, 1980

    Aydın, Erdoğan, İslamiyet Gerçeği, Kaynak Yayınevi, İstanbul 1993

    Barthold, W. İslam Medeniyeti Tarihi, D.İ.B Yayınları, Ankara 1984 6.. Basım

    YanıtlaSil
  21. Aynı Türkler, Hazarlar zamanında musevi, Macarlarda ortodoks, Uygurlarda manihenist, Türgişlerde budist ve Kıpçaklarda müslüman olmuştur. Sizler neyin kafasını yaşıyorsunuz ? Bir dine çamur atmak bu kadar kolay mı ? Emevilerin ırkçı bir yönetim anlayışı olduğunu ilkokuldan bu yana öğretilen bir şey. Türklerin kitleler halinde müslüman olması ise Abbasiler dönemine denk gelmektedir. Bunu öğrenmek için iki üç kitap karıştırsanız rahatlıla görebileceksiniz. Aynı Abbasiler döneminde Türklerin önemli görevlere geldiğini de öğrenmiş olacaksınız. Emevilerin yaptığı zalimlikleri niçin bir dinin üzerine yıkıyorsunuz. Bu bir ateistin adam öldürmesi sonucu tüm ateistlerin kötü olarak algılanması gibi bir şey. Ve aynı şekilde bir müslümanın adam öldürmesi sonucu tüm müslümanları yargılamak gibi bir şey. Son olarak Kitap okuyun Lan !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Burada yanlışınız şu: Günümüzde Türkiye Türklerinin çoğu tarafından uygulanan din, Arap'ların İslam'ı ile taban tabana zıt özellikler taşımaktadır. En basit örnek törensel gömüde görülebilir. Müslümanlıkta ölenler yakınları tarafından tekrar bulunamayacakları şekilde çöle gömülürler. Mezar taşı, put kabul edilir ve yasaktır. Peygamber hariç ölenlerin arkasından dua okunmaz. Tarikat, mektep, türbe, yatır, muska, küçük kitap, karınca duası, saç çıkarma duası, her türlü büyü, okuyup üfleme, şıh vb. İslam'da kesinlikle yeri olmayan ve büyük günah kabul edilen konseptlerken, Türkiye'de İslam'ın gerekleri gibi uygulanmaktadır. İşin gerçeği bunların tümü pagan gelenekleridir ve eski Türk örflerinden gelmektedir. Bunu iyice bir araştırıp sonra Türklerin isteyerek hidayete erdiği tezinizi düşünün.

      Sil
    2. Biz bu laflari cok dinledik islamiyet kusursuzdur kusurlu olan muslumandir! Biz Desit yada Ateist olurken muslumanlarin yaptiklarini elestirmiyoruz Kurani ve Peygamber oldugunu iddia eden bir insanin hareketlerini sacma bulup bu yoldan cayiyoruz bunu kafaniza sokun yani muslumanlar degil bizi dinden cikaran bilakis dinin kendisidir artik bunu soylemeyin olmazmi?

      Sil
  22. Bence senin kitap yazman gerekiyor dostum çok iyi makale yazıyorsun ve bu makaleleri birleştirip kitap yapabilirsin...

    YanıtlaSil
  23. Derleme güzel ancak yüzlerce imla hatası güvenilirliğini sarsıyor, benden söylemesi.

    YanıtlaSil
  24. Bu kitabı ben de okudum 'ay islam ne güzel hadi müslüman olalım' anlayışını oldum olası ters bulmuştum zaten bu yüzden okumuştum kitabı da. Kesinlikle çok daha mantıklı yani bir toplum inançlarını nasıl terk edebilir ki? Üstelik bir de islam türk kültürüne ve inancına benziyordu diyorlar daha da saçma bence islam türk kültürünü kurutan bir engel gibi olmuş insanları bağnazlığa, tembelliğe itip düşünme yetisine engel olan bir inanç sistemi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. anonymouns acıdım ben sana yaaa....ALLAH senin yardımcın olsun.....

      Sil
    2. Emin ol biz sana daha fazla acıdık.Daha ''anonymous'' yazamamışsın!

      Sil
    3. Anonymous; Merak ettim doğrusu senin inancın veya değerlerin nelerdir ?

      Sil
  25. Teşekkürler yazı için.Kılıçla yayılan bir din evrensel olamaz.Bunu göremeyen ve daha hala savunmaya geçen bir adamın yaptığı tarihsel,felsefik,edebi vs.yorumlar artık anlamsız kalır.Yanından uzaklaşmak gerekir.

    YanıtlaSil
  26. CENGİZ HANIN VE HORASANLI EBA MÜSLİM NEYİN ÖCÜNÜ ALDIĞINI BİLİYORMUYUZ.?

    YanıtlaSil
  27. Anonymous tan kaç tane var. Bir yerde sevmiş, bir yerde sövmüş. Milleti bir birine katmış. Yada iki farklı kişi...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İsimsiz yazılanlar 'Anonymous' olarak gözükür

      Sil
  28. Batı Türkistan'da İslamın yorumu ile İslam'ın Emevi yorumu iki ayrı din gibi köklü farklılıklar taşır. Alevilik ile günümüz Sünni Siyasal İslam'ı aynı tencerede kaynatmak akla zarar bir tavırdır. Tarih boyunca tüm kavimler, süreç içinde komşu kavimlerin inançlarını kendi inançları ile harmanlamışlardır. Örneğin Kanatlı At'a bakın. Yunan, İon, Arap, Türk yorumları vardır. Arapların Batı Türkistan'da yaptıkları katliamlar, o tarihlerdeki siyasal ortama bakıldığında akla uygun gelmektedir. Savaşlarda din bir unsur gibi gösterilse de, asıl olan gücü ele geçirmektir. Hiçbir inanç sistemi, saf haliyle kitle katliamını emretemez ama tarih din görünümlü egemenlik kurmaya yönelik soykırıma varan katliamlarla doludur.

    YanıtlaSil
  29. hadi bunların hepsini kabul ettik, ne yani şimdi dinimizden mi dönelim? hem diğer taraftan hadi islam evrensel bir din değil -ki bunu söylemekten Allaha sığınırım- islamı yaşamakla ne kaybederim, anne-babama, konu komşuya iyi davranmışsam veya islam emrettiği için bir yoksula fakire yardım etmişsem, maddi zarardan başka neyim var? yok eğer gerçekten İslam evrensel bir dinse -ki böyle olduğuna inanıyorum yarın ahirette sizde buna şahitlik edin- ve sizin dediğiniz olayların hiçbiri yaşanmamışsa ozaman bunların hesabını nasıl vereceksiniz? Ayrıca geçmişte zulüm var idiyse de oldu ve bitti, peki bugün orta asyada kırım kafkasyada yaşayan türklere yapılan zulumlere neden sessiz kalıyosunuz.. mesele yapılan zulümden ziyade "arapların türklere yapmış olduğu zulüm" dimi? mesele; bakın, islam kötü öcü .... yaw anlamadınız mı hala, bu millet bunları yemiyor... yıllarca ceddimize küfrettirmeye çalıştılar, tutmadı bugün yalan yanlış dizilerle kötülüyolar, amam millet araştırıyor ve doğrusunu öğreniyor, kötü gösterelim derken milletin tarhini öğrenmesine neden oldular. fitne kıyamete kadar durmayacak, fitne her yerde;
    (Onlara; "Yeryüzünde fitne fesat çıkarmayın" dendiği zaman, "Biz ancak ıslah edicileriz" derler.) [Bakara 11]
    (Fitne çıkarmak adam öldürmekten daha kötüdür.) [Bakara 217]
    (Kalblerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak için, âyetleri kendilerine göre yorumlar.) [Al-i imran 7]
    (Onlar fitne çıkarmak için can atarlar.) [Nisa 91]
    (Onlar yeryüzünde bozgunculuğa koşarlar; Allah ise bozguncuları sevmez.) [Maide 64]
    (Fitneden sakının.) [Enfal 25]
    (Yeryüzünde fitne fesat çıkaranlara lanet olsun.) [Rad 25]

    YanıtlaSil
  30. Bu konuyu bir kaç Amerikalı tarihçiyle tartışma fırsatı yakalamıştım. Onlardan aldığım bilgiye göre Curcan ve Talkan katliamlarına işaret eden tarihi bir kaynak bulunmuyor. Zaten yazıda da kaynak belirtilmemiş.

    Durduk yere müslümanlaşma konusunun kafama yatmadığını söylediğimde de haklı olduğumu fakat katliamla değil, politik baskılar ve zaten "paralı asker" konumunda olan Türkler'in "daha fazla para ve daha iyi bir yaşam" için İslam'ı seçtiği yönünde cevap aldım. Sizlerle de paylaşmak istedim.

    YanıtlaSil
  31. Cok tesekkurler bilgiler icin

    YanıtlaSil
  32. Cök güzel özetlenmis tarihi bir gercek .Herkesin okumasini tavsiye edrim.

    YanıtlaSil
  33. Laaaa akillli olun boyle bir sey olsaydi ataturk dili degistirmisken bu ulkenin dinini de degistirir tarih kitaplarinda bu konularida acik aciga okutturmazmiydi o kadar ataturk cahil bir sizmi zeki akillisiniz. ?

    YanıtlaSil
  34. Amr b.taglib ve ebu hureyne den rivayet edildigine göre hz peygamber buyurmusturki.sizler küçük cekik gözlü kirmizi benizli yatik burunlu , cehreleri sanki Örs üstünde dövülmüş ve uzeri derilerle kaplanmış kalkanlar gibi olan , kildan carik giyen bir kavimle (turklerle) carpismadikca kiyamet kopmayacaktir.muhammet b.ismail el buhari el cufi.siyer ve cihad.sahih hadis.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Eeee kıyamet çoktan koptu, atlattık mı diyorsunuz. Tabii böyle zalim katliamların yapılması da bir çeşit kıyamet. O zamanlarda yaşayan her dinden her milletten insanın yaşamış olduğu türden. Kıyam kıyamet değil mi? O devirlerin çirkin gerçeği.

      Sil
  35. Saçmadan daha saçma.. Mesnetsiz.. Tamamen din düşmanı hatta islam düşmanı bir düşünceye hizmet eden düzmece hikayeler. Onbinlerce türkün kanı akıtılacak başları kesilerek, destanlaşmayacak ve bu kanlar üzerine türkler islama altın yıllarını yaşatacak.. Osman Gaziler, Fatihler, Yavuzlar çıkacak bu milletin bağrından... Buna kargalar bile güler hemde katıla katıla. Dinsizliğinize Türklüğünüzü bulaştırmayın.. Burdan size ekmek çıkmaz..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. türklerin islama altın yıllarını yaşattığı dönemle, bu katliamların yapıldığı ve asimilasyonun uygulandığı dönemler arasındaki tarih farkına bakmalısın.

      Sil
  36. Dinler toplumları yönetmek için bir araçtır.... Katolik ve Ortodoks kliseleri İslam hep aynı şeye hizmet etmiştir. Güce ve paraya

    YanıtlaSil
  37. Yok yok kedidir kedi,yada dış güçler!

    YanıtlaSil
  38. Tengri hepinizi korusun.

    YanıtlaSil
  39. Öncelikle ezber bozacak bir bilgi paylaşılıyorsa ve her kim bunu paylaşıyorsa kaynak belirtmek zorundadır. ikinci olarak İslamiyeti Araplara has bir din olarak düşünmek islamiyeti bilmemek anlamına gelir. Arapların islamiyetten önceki halleriyle islamiyetle şereflendikleri durumları arasındaki fark barizdir. islamiyetten önceki Ömerle islamiyetten sonraki Hz. Ömer arasında dağlar kadar fark vardır. Gerçek İslamiyet adına bir davranış sergilenmişse bunda haksızlık, adaletsizlik, zorlama hele hele katletme olamaz. Varsa eğer o fiili işleyenin İslamiyetten nasibi olmadığını gösterir. Gerçek islamyeti, Peygamberimizin hayatında, dört halifenin karıncayı bile incitmeyen zarif hayatlarında görmek mümkündür. Bunu göremeyenler her hareketi islamiyete maletmeye çalışırlar çünkü gerçeği göremezler, hakikat gözleri kapalıdır. Zira İslamiyet Güneş gibidir göz kapamakla gece olmaz , gözünü kapayan kendine gündüzü gece yapar.

    YanıtlaSil
  40. Kuranı iyi oku hikaye kitabı gibi okuma birde islam nasıl yaşanıyor araplarda ona bak birde kuranda yazanida inkar etmeyin savaş ölüm

    YanıtlaSil
  41. Kuranı iyi oku hikaye kitabı gibi okuma birde islam nasıl yaşanıyor araplarda ona bak birde kuranda yazanida inkar etmeyin savaş ölüm

    YanıtlaSil
  42. ya ey müslüman kardeslerim inanmayin bu zirvaliklara bu projeler tutmayacak kimse bizim beynimizi örümcelesdiremeyecek yok kilinctan gecmisiz yok zorla dini kabul etmisiz ya bir 600 yil kadar sürmeyi basarmis eşsiz bir imparatotlukdan söz ediyoruz kim bize kilinc cekip de dinimizi degistirebilir ya bu mümkünmu türk denildinde yer yerinden oynuyordu ozamanlar hamd olsun akil var mantik var simdi soruyorum iki gici kirik arap mi bizi müslümanliga zorlicak hahahaah gülünc olmayin bunlar hep deccalin ve onun köleleri olmus iluminati ve onun ikinci ayagi yahudilerin zirvaliklari tarih yazdik biz ve yuce rabbim kuraninda ne diyor kiyamet kopmadan tekrar müslüman bir topluluk dünyaya hükmedecek iste size burada mantikli aciklama yapiyorum turk müslümanligi yüce yaradan istedi ve bizi laik gördügü icin kabul ettik cunki gecmisin imparatoru nasil olduksa iste gelecegin kiyametten önceki tek imparatoru türk islam toplulugu olacaktir Allah bu yolda yar ve yardimcimiz olsun soyle cevreninize bakin allah askina hic eski türkiye görüyormusunuz hizla güclenen ve ileride dünyaya hük medecek alt yapiyi hazirlayan türkiye goruyorum ben iste ben siradan bir vatandas bunlari hisedebiliyorsa deccal ve bunun yanlilari acaba neler hisedebiliyorlardir onu sizin yorumunuza birakiyorum saygilarimla bozkurt kenan han

    YanıtlaSil
  43. beyler nasıl turklerin böyle katliam gördüklerine inanıyomusunuz? turk bu lan! turk boyun egermi? eski turklerin tarihini araştırırsanız din sadece savaşlardaki simge olarak kullanıldıgını görürsüz. koskoca turklere kılıç zoruyla musluman yaptılar ? hadi be ordan ! senaryo iyi yazılmış...ama çuval.

    YanıtlaSil
  44. Bunu yazana Allahdan bol bol akil diliyorum. Islam dini yayilmaga badlayanda guya hansi topluluklar islami hemen kabul etmiski. Meselem 100 toplululdan 5i islamiyyeti xosluqla kabul etmis. Yerde kalan 95 topluluk islamiyyeti kilic gucune kabullenmis. Simdide pisman diyildir. Boyle bir seyi yazib kafa karisdiranlarin turkluyunede islam dinine mensup olmaginada subhe ediyorum..... islamnan nese naraziligin varsa buyur kec yehudiliyi kabul et. Seni tutan yok

    YanıtlaSil
  45. Çanakkale Destanı sizin gibi dinsizlerin saçma inkarcı oyalanmacalarıyla kazanılmadı. Yan gelip atarken dinsiz olsan ne olur? Dinci olsan ne olur? Bırak benim dinimi eleştirmeyi git ingilizce öğrende hristiyanlığı eleştir ;)

    YanıtlaSil
  46. Bu sayfaya gelmiş ama Erdoğan Aydın okumamış kimselerin varlığı beni üzdü, sevgiler...

    YanıtlaSil
  47. Türk milleti İslâm dini ile 9’uncu yüzyılın ilk çeyreğinde tanışmaya başladı ve Yılmaz Öztüna’nın ifadeleri ile 10’uncu yüzyıla kadar yavaş ve 10’uncu yüzyıldan sonra ise büyük bir hızla İslamiyet Türkler arasında yayıldı ve nihayet öyle bir hâl aldı ki, Haçlı dünyasında bir Hıristiyan İslâm dinine geçtiğinde ona, “Türk oldu!” denildi.

    İslâm dini Hz. Muhammed aleyhisselâm tarafından milâdi 610 yılında tebliğe başlandığına göre Türklerin İslâm dini ile tanışması ve onu benimsemesi arasında neredeyse 350-400 yıl var demektir. Lâkin ilk Türk’ün İslâm’a girişi ile Peygamberimizin İslâm’ı tebliğ ettiği yıl, aynı, yani milâdi 610’dur. Evet, bir Türk İslâm’ın Mekke döneminde Hz. Muhammed’in dâvetine evet demiş ve azılı İslâm düşmanı Ebu Cehil’in çok ağır işkencelerine maruz kalmış ve nihayet yine o pis Ebu Cehil’in bağrına sapladığı mızrağı ile şehit olmuştur. Ve İslâm’ın ilk şehidi işte Bu Türk evlâdıdır. Allah (c.c.) katında şehitlerin durumunu bu dini az buçuk bilenler bilir ve Allah kendisi için İslâm kimliği ile ilk şehit olanın bir Türk evladı olmasını murat etmiştir. Siz siz olun gazilik ve şehitlik kavramları ile mücadele eden ve Türkler zorla Müslüman oldu yalanını yayan odak ve dudaklara aldanmayın ve sorun, “Türkler zorla Müslüman oldularsa, dünyaya hakim oldukları dönemde niye dinlerinden vazgeçmediler?”

    YanıtlaSil
  48. Dinlerin insanlığa hiç bir fayda getirmediği son derece açık ve net. Hrısitiyanlar Laikliği icat ettiler ve ardından buluşlar geldi. Din ile devlet yönetmeye kalkışanların hali meydanda.

    YanıtlaSil
  49. Türkler Müslümamlığı seçtikten sonra bozuldular. Ama sağolsun Tayyip sayesinde herkes dinden nefeet etmeye başladı ve ülkede en az 10 milyon Ateist var.

    Twitter soytarısı Murat Kemer

    YanıtlaSil
  50. muslumanlik hosunuza gitmiyorsa sizi zorlayan varmi

    YanıtlaSil
  51. Bu yazılanları okuyunca, içinde ki;gizli İslam (Arap) ve Türk düşmanlığını gördün. Her milletin tarihinde kara dönemler vardır ama nedense bu yazıda Arapları İsraillilere benzetmek ve Türkleri korkak ilan etmek için didinip durmuşsun. Tarih yorum değildir belge var mı? Yok! duvar yazısı bile güler bu desteksiz yazıya. Kişilikler yezid hariç nedense karalama kokuyor. hele o baş kesme ve tecavüz. Denyo eğer bir günah işlenecek olsa "Muta" nikahı kıyar öyle tecavüz eder!!! pis kokuyor bu yazı!

    YanıtlaSil
  52. Bu yazılanları okuyunca, içinde ki;gizli İslam (Arap) ve Türk düşmanlığını gördün. Her milletin tarihinde kara dönemler vardır ama nedense bu yazıda Arapları İsraillilere benzetmek ve Türkleri korkak ilan etmek için didinip durmuşsun. Tarih yorum değildir belge var mı? Yok! duvar yazısı bile güler bu desteksiz yazıya. Kişilikler yezid hariç nedense karalama kokuyor. hele o baş kesme ve tecavüz. Denyo eğer bir günah işlenecek olsa "Muta" nikahı kıyar öyle tecavüz eder!!! pis kokuyor bu yazı!

    YanıtlaSil
  53. he canım he müslümanlık o kadar ağırınıza gidiyor ki nasıl karalarız diye kıçınızdan kaynak uyduruyorsunuz bu birincisi. ikincsi madem kılıç zoruyla müslüman olduk aynı zor uygulanarakda dinden uzaklaşmamız sağlanmaya çalışıldı 1942 den 1960 a kadar bunuda kabul etmeniz gerekiyor...

    YanıtlaSil
  54. Yanacasiniz kafirler. Olloh'u inkar ederek ancakcığıma kendinizi kandırabilirsiniz. ama Olloh sizi goruyor ya oh canima degsin. ben inaniyorum ollohum bana cennet vercek kari kiz vercek ondan sonracima baska bir de uzum salkimi vercek cennette sizi de cehennemde citir citir yaksin diye her gece fazladan dua ediyorum oh gorursunuz siz. bir de sizin akliniz yetmez siz anca sorguluyoz diye seytana usaklik edin
    " suphesiz ki sorgulayanlar internetleri kesildiginde bir araya gelemezler ancak benim mumin kullarim internet yokken de camide bir araya geliyordu. iste bunda dusunenler icin ibretler vardir. yoksa hala mi Rappinizi inkar eylemekdesiğiz.' (bu aletler yokken biz nağpıyoduk suresi pıyoduk ayeti)

    YanıtlaSil
  55. okurken çok fazla gülüp yarıda kestim. gerisi de aynı zaten :) bizim tarihimizi hep araplardan çinlerden öğrendik zaten. göçebe bir toplum olduğumuz için kim atarsa ona inanırız. Arkadaş araplar ilerlemiş güçlenmiş bizi katledip müslüman yapmış. 100000 kişiyi hemde :) len kim kaldı geriye? kuzeye çıkmış mı araplar? kuzeydeki Türkler neden müslüman olmuş? hee sonra Türk imparatorlukları kurulmuş zaten bunlar cahilmiş bi kere müslüman olduk böyle gidelim panpa mı demişler :) lan bunu düşünen Türk olamaz. Bizim zekamızı tüm dünya bilir. Bugün dört yakamızda asalak sömürgen gavurlar varsa bunu adım gibi bildiklerindendir. Çinliler de bunu çok iyi bildikleri için çin seddi yapıp kendi karılarını kızlarını bizim imparatorların koynuna yolladılar. Tek eksiğimiz karı kız zaafiyeti :) osmanlıda da böyleydi. şimdi bu yazıyı okuyup şamanizme dönen arkadaşlara da şunu demek istiyorum: ZORLA MÜSLÜMAN OLMADIĞIMIZ GİBİ ZORLA BUDİST ATEİST HRİSTİYAN DA OLMAZSINIZ. İSTEDİĞİNİZİ OLUN :) SONUÇTA BAKİ OLAN TÜRKLÜKTÜR.

    YanıtlaSil
  56. İlhan Arsel çok mu iyi biliyor tapmayın şu yazarlara her söylediklerinin gerçek mi yalanmış bir karşılaştırın lavuğun TEK'i bi kitap çıkartıyor Çomarlarda buna vay anasını böyleymiş diyor senin gibiler yüzünden Türk ailelerimizin gelenekleri adetleri değiştiriliyor sizler bir avuç aptaldan başka birşey değilsiniz...

    YanıtlaSil
  57. Türklerin islamiyeti Kabul Etmesi Ve İslamı Yüceltmesi Ne Güzel Rabbim HAK Yoldan Ayırmasın (AMİN)

    YanıtlaSil
  58. Türklerin müslüman oluşu konusunda İlber Oraylı farklı şeyler söylüyor ama?

    YanıtlaSil